Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Aralık 2016 Perşembe

TÜRKLER AVRUPANIN EN KISKANÇ AŞIKLARI !!

TürkleR Kıskanç

Seyahat arama sitesi momondo “Siz yanında değilken, sevdiniz kişinin kiminle tatile çıkmasını istemezsiniz?” sorusunu sorduğu araştırmada Türkler Avrupa'nın en kıskanç aşıkları çıktı.
Seyahat arama sitesi momondo'nun 14 Şubat öncesinde yaptığı araştırmaya göre, sevdiğimiz kişinin kendimizden başka biriyle tatile çıkmasına Avrupa'da en çok karşı çıkan ülkeyiz. Dünya genelinde ise Brezilya ve Çin'in ardından üçüncü sırada yer alıyoruz.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 20 ülkede yapılan araştırmada, katılımcılara "Siz yanında değilken, sevdiniz kişinin kiminle tatile çıkmasını istemezsiniz?” sorusu yöneltildi. Katılımcıların birden fazla seçeneği işaretleyebildikleri araştırmaya göre Türkler, Avrupa'nın en kıskanç ülkesi durumunda. Araştırmanın en dikkat çekici sonuçları şöyle:

"Bensiz tatile çıkma” diyenlerin oranı yüzde 79

Türkiye'de yaşayan kişiler arasında "Eşim veya sevgilim istediği kişiyle birlikte tatile çıkabilir” diyenlerin oranı yalnızca yüzde 21. Başka bir deyişle yüzde 79'umuz başkalarıyla tatile sıcak bakmıyor. Türkiye bu oranla Avrupa'da sevdiği kişileri en çok kıskanan ülke konumunda.

Türkiye dünya genelinde üçüncü

Dünya geneline bakıldığındaysa Brezilya ve Çin'in ardından üçüncü en kıskanç ülkeyiz. Diğer yandan Hollanda, Danimarka ve İspanya, sevdiklerini en az kıskanan ülkeler. Danimarkalılar'ın ve Hollandalılar'ın yüzde 63'ü, İspanyollar'ın ise yüzde 62'si "Partnerim istediği kişiyle tatile çıkabilir” diyor.

23-35 yaş grubu daha kıskanç

Araştırmaya göre Türkiye'de yaşayan kişilerin yüzde 45'i, sevdikleri kişinin karşı cinsten arkadaşlarıyla birlikte tatile çıkmasını istemiyor. Üstelik bu durum her iki cinsiyet için de geçerli. Kadınların yüzde 44'ü, erkeklerinse yüzde 47'si, "Eşim karşı cinsten arkadaşlarıyla tatile çıkmamalı,” diyor. Bu oranın en yüksek olduğu yaş grubu 23-35 grubuyken, en yüksek olduğu bölge ise Ege Bölgesi.

İç Anadolular iş arkadaşlarıyla tatile karşı

Karşı cinsten iş arkadaşları söz konusu olduğunda da benzer bir durum ortaya çıkıyor. Toplamda yüzde 32 olmak üzere erkeklerin yüzde 35'i, kadınlarınsa yüzde 28'i karşıt cinsten iş arkadaşlarıyla tatil yapılmasına sıcak bakmıyor. Karşı cinsten iş arkadaşlarıyla tatile en az sıcak bakan bölge ise yüzde 38'le İç Anadolu Bölgesi.

Hemcinslerle tatile de sıcak bakılmıyor

"Sevdiğim kişi, eğer ben yanında değilsem hemcinsi olan arkadaşlarıyla bile tatile çıkmamalı” diyenlerin oranı yüzde 16. Yalnızca erkekler incelendiğinde, oran yüzde 19'a kadar çıkıyor. "Partnerim hemcinsi olan iş arkadaşlarıyla da tatile çıkmasın” diyenlerin oranı ise yüzde 11. Araştırmaya göre, kadınlar bu durumu daha fazla önemsiyor, çünkü aynı soruyla kadınların verdiği cevapların oranı yüzde 14

21 Aralık 2016 Çarşamba

UZMANLARDAN AŞIK OL TAVSİYESİ NEDENMİ İŞTE YAZININ DETAYLARI !!

Kalp sağlığı için uzmanlardan "Aşık olun" tavsiyesi


Psikolog Mustafa Varol Yorulmaz, kalp sağlığını korumak isteyenlere “Aşık Olun” tavsiyesinde bulundu.
Psikolog Mustafa Varol Yorulmaz'a göre; aşık olmak zevk ve mutluluk veren endorfin hormonunun salgılanmasında yardımcı rol oynuyor. Düzenli bir aşk hayatı, kişinin yaşam kalitesini artırıyor…
Hem dünyada hem de Türkiye'de gerçekleşen ölümlerin nedenlerinin başında kalp ve damar hastalıklarının geldiğini belirten Psikolog Yorulmaz, kalp sağlığını korumak isteyenlere "Aşık Olun” tavsiyesinde bulundu.

12-18 Nisan tarihleri arasında kutlanan Kalp Sağlığı Haftası kapsamında kalp sağlığının önemine dikkat çeken PSYCASE Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık'tan Psikolog Mustafa Varol Yorulmaz, şunları kaydetti: "Aşık olmak kalbe iyi gelir, zevk ve mutluluk veren endorfin hormonunun salgılanmasında da yardımcı olur. Bu sayede hem kalbiniz hem de ruhunuz okşanır. Düzenli aşk hayatı insanın yaşam kalitesini artırır.”
Kalbinizi üzen her şeyi geride bırakın
Kalbin yaşamsal faaliyetlerin en önemli anahtarı olduğuna ancak bireylerin ölüm nedenlerinin başında kalp ve damar hastalıklarının geldiğine dikkat çeken Psikolog Yorulmaz, "Ne yazık ki kalbimize sahip çıkmıyoruz ve önemsemiyoruz. Daha sağlıklı ve daha uzun bir yaşam sürmek için herkes kalbine özen göstermeli. Zihnimize şunu kazımalıyız: Kalbine sahip çık!” açıklamasını yaptı.
Psikolog Yorulmaz, bireylere kalp sağlıklarını korumak için şu tavsiyelerde bulundu:
- ”Ben artık kalbime ihanet etmeyeceğim!” kararını alın ve bu zamana kadar kalbinizi üzecek ne yaptıysanız onları geride bırakın… Sigarayı bırakmak, kilo vermeyi gündeminize almak, spor yapmaya başlamak, tansiyon ve şekerinizi düzenlemek gibi faktörler kalbinize yönelik yaptığınız ihanetlerin geride bırakılması için kuvvetli bir adımdır.
- Sağlıklı ve iyi beslenin… Gerekirse işin uzmanına başvurun ve diyetisyenle işbirliği yapın.
- Hareketlenin! Size enerji harcatabilecek tüm hareketleri hayatınıza dahil edin. Yürüyüşe çıkın, evdeki işlerinizi bile dans figürlerini dahil ederek yapmaya çalışın.
- Bol su için! Özellikle sessiz kalp rahatsızlığı olanların bol su içmeleri hayat kurtarıcı olacaktır.
- Hayata karşı iyimser davranın, aşık olun! Aşık olmak kalbe iyi gelir, zevk ve mutluluk veren endorfin hormonunun salgılanmasında da yardımcı olur. Böylece hem kalbiniz hem de ruhunuz okşanır.

15 Aralık 2016 Perşembe

ERKEKLERİN KADINLAR HAKKINDA BİLMESİ GEREKEN ŞEYLER VAR !! BUNLAR NELERMİŞ YAZIYI OKUYALIM :)

Kadınlar hakkında bilmeniz gerekenler


*Karşıdan gelen kadının ne kadar çekici olduğunu söylemenize ya da rüyalarınıza hangi modelin girdiğini bilmek istemiyoruz.

*Ne söylemeniz gerekiyorsa lütfen reklam arasında söyleyin.

*Özel günleri takviminize işaretleyin.

*Bizim için denklem çok basit: Aramıyor = İlgilenmiyor

*Biraz kıskanılmak hoşumuza gider ancak abartmadığınız sürece.

*Sizi aramıyorsak, sizinle ilgilenmiyoruz demektir.

*Bizim geç kalmaya hakkımız var, sizin yok. Nasıl olduğunu sormayın

*Göz teması kurmak bizim için çok önemlidir

*Hazırlanmak için bizden daha çok zaman harcamayın.

*Şaka yaptığımızda gülün.

*Kalbimizin kapılarını açan üç anahtar kelime: Dürüstlük, dürüstlük ve dürüstlük

*Bir erkek kız kardeşinize bize davrandığınız gibi davransa, hoşunuza gider miydi?

*Bizden bir şey sormak istediğinizde kibar olun ki biz de size aynı kibarlıkta cevaplar verelim.

*Asla yeterli sayıda ayakkabımız ve çantamız olmayacak, bunun kabul edin

*Sürprizleri seviyoruz.

*Bir değişiklik yaptığımızda fark etmenizi isteriz.

*Eski numaralar iyidir: Kapılarımızın açılmasını, evimize bırakılmayı, hasta olunca aranmayı bekleriz.

*Dişlerinizi fırçalamanızı, düzenli traş olmanızı, düzgün giyinmenizi isteriz.

*Evinizin temizliği bizim için önemlidir. Lütfen biz gelmeden önce yaşadığınız yeri temizleyin.

*Bazen hayır sadece hayır demektir, altında başka bir anlam aramanıza gerek yok.

*Şiddet yanlısı sözlerden hoşlanmadığımız gibi, fiziksel şiddetten de nefret ediyoruz. Hele kadınlara yönelik şiddet asla kabul edemeyeceğimiz bir şey.

*Arkadaşlarınızın yanında kendiniz gibi davranın, biz yanınızdayız diye farklı bir kişiliğe bürünmeyin.

*Duygusal erkekler bizim için harikadır ancak bir film izlerken bizden daha çok ağlayan bir erkekten rahatsız oluruz.

*Eski kız arkadaşınızın birden hayatımıza girmesine izin vermeyin.

*Eğer gerçekten bizi sevmiyorsanız “seni seviyorum” cümlesini hiç kurmayın.

*Kadınların fiziksel özellikleriyle alay etmeyin

*Sorduğumuz bir soruya yalnızca tek bir kelimeyle cevap vermeyin

*“Dans edemiyorum” şeklinde bir bahaneyi kabul etmiyoruz.

*Sessiz kalmanız, omuzlarınızı silkmeniz, sesinizi yükseltmeniz ve sorularımıza sorularla cevap vermeniz bizim için bir şeylerin yolunda olmadığı anlamına geliyor.

*ize yalan söylemeyin, er ya da geç yalanlarınızı anlayacağız

*Telefon çalar çalmaz cevap vermememiz aslında telefonun başında aramanızı beklemediğimiz anlamına gelmiyor.

*Doğum günlerini unutmak özel bir tür yeteneğe sahip olmayı gerektiriyor

*aptığımız küçük şeylere dikkat edin, bunlar bizim için çok önemlidir.

*Başınız beladayken “seni seviyorum” demeniz durumu kurtarmaz hatta duymazdan gelinir.

*Bize gerçeği söylediğinizde kızmayacağımıza garanti veremeyiz ancak yalan söylediğiniz zaman daha çok kızacağımız açık.

*Sizi potansiyel bir hayat arkadaşı olarak değerlendirirken annenize, yakınlarınıza ve çocuklara karşı davranışlarınızı izliyoruz.

*Bazen size sorunlarımızdan onları çözmenizi istediğimizden değil, yalnızca dinlemenizi istediğimiz için bahsediyoruz

*Pek çok kadın eski erkek arkadaşlarının mektuplarını, hediyelerini ve fotoğraflarını saklar. Bunlar kadınlar için anıdır, onları unutamadıklarının bir kanıtı değil.

*Size yemek hazırlamaktan hoşlanabiliriz ama sürekli değil! Kendi sandviçinizi kendiniz yapın, hatta eliniz değmişken bize de bir tane hazırlayın.

*Bunu binlerce defa duymuş olabilirsiniz. İşte bin birinci kez: İşiniz bitince lütfen klozetin kapağını aşağı indirin

14 Aralık 2016 Çarşamba

RENKLERİN DİLİ VAR MI ?

Renklerin Dili
      
Sözlü ve yazılı iletişimde, kelimeler, yazılar, metinler ne kadar güçlü bir etkiye sahipse sözsüz iletişimde beden hareketleri ve renkler o derece önemli bir etkiye sahiptir.
Renkler sadece insanların yaşam dünyasında değil, tüm canlıların dünyasında önemli bir iletişim aracı, anlamlandırılmış semboller grubudur. Hayvanların farklı farklı renklerle yaratılması, renklerinin, desenlerinin biri birinden farklı olması bir tesadüf değildir. Hayvanlar renkleri sayesinde doğa ile uyumlu bir şekilde yaşamakta, avlanırken veya korunurken renklerini önemli bir kalkan olarak kullanmaktadırlar. Diğer taraftan kuşlar yavrularının besin ihtiyacını gagasının rengi vasıtasıyla tanır. Aynı şekilde yavru kuş da annesini bu şekilde tanır ve besin geldiğini anlar.
Renkler insanların yaşam dünyasını şekillendiren ve etkileyen önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Girdiğiniz bir lokantadan neden kalkmak istemediğiniz, yolda yürürken neden birdenbire acıktığınız, neden bir markaya özellikle güven duyduğunuz ya da neden bir kişi ile konuşmaya kalktığınız zaman size kaçamak cevaplar verdiğine dikkat edip hiç merak ettiniz mi? Bütün bunların cevabı renklerin hayatımızdaki etkisinde saklıdır. Renkler kendi dilleriyle, daha sizin ağzınızdan tek bir kelime çıkmadan karşınızdakine sizin karakterinizi sizden önce anlatıyor. Renklerin yadsınamaz etkisini fark eden batılı şirketler, bunu iş hayatında sıklıkla kullanmaya başlamış ve çok da başarılı olmuşlardır. Hayatımızı şekillendirerek hayatımıza yön veren, bizi kimi zaman neşeli, kimi zaman da düşünceli yapan her rengin farklı birer anlamı vardır.

Kırmızı
Kırmızı, canlılık ve dinamizmle ilgili bir renktir. Kırmızı renk fiziksel olarak ataklığı canlılığı, duygusal bağlamda bir işi sonuna kadar götürme azmini ve kararlılığını göstermektedir. Bu renk mutluluğu temsil eder ve kişinin iştahını açar. Dünyadaki büyük gıda firmalarının (Coca Cola, Pizza Hut, Mc Donald’s, Burger Kıng) hepsinin logosunun kırmızı olması rastgele seçilmiş değildir. Ayrıca ne kadar parlak olursa olsun hiçbir renk kırmızı kadar dikkat çekmez. İnsanların üzerinde canlandırıcı, kışkırtıcı ve heyecan verici bir etkiye sahiptir. Fakat uzun süre bakıldığında sinirlerde gerginlik meydana getirir. Çok dikkat çekici ve uzun süre bakıldığında ruhsal gerginlik meydana getirmesinden dolayı iş görüşmelerinde kırmızının tercih edilmesi çok doğru olmayacaktır.

Sarı
Sarı zeka, incelik ve pratiklikle ilgilidir. Toplumsal yaşamı ve birlikte çalışmayı yansıtan bir anlamı vardır. Geçiciliğin ve dikkati çekiciliğin ifadesidir. Dikkat çeksin ve geçici olduğu bilinsin diye taksilerin rengi sarı olarak belirlenmiştir. Geçiciliği simgelediği için taksilerde kullanılan bu renk bankacılık sektöründe tercih edilmez. Bunun nedeni bankaların doğrudan parayla ilintili olması ve hiçbir bankanın paranın geçici olmasını göstermek istemiyor olmasıdır. Keyfi yerinde olmayan kişiler, sarı rengin hakim olduğu ortamlarda kendilerini gevşemiş, hafiflemiş hissederler. Sarı ayrıca hüzün ve özlemin rengidir. Sonbaharın hüznü ortaya koyan gizemli ikliminde sarının her tonunu izlemek mümkündür. Kalıcılığı simgelemediğinden dolayı iş görüşmelerinde sarının tercih edilmesi ileriye dönük olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Yeşil
Yeşil ahenk, huzur, uyum ve anlayış ile özdeşleştirilir. Güven vermesinden dolayı özellikle bankaların logolarında en çok tercih edilen ikinci renktir. Bu renk zihnin yaratıcılığını körüklediği gibi, rahatlatıcı özelliğinden dolayı büyük lokanta ve mutfaklarda kullanılır. Doğrudan doğanın ve baharın rengi olması sebebiyle, insanlar üzerindeki etkisi tartışmasızdır. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre, yeşil alanlarda insanların daha az mide rahatsızlığına maruz kaldıkları saptanmıştır. İnsanlara ruh dinginliği vermesinden dolayı, ilk izlenimin olumlu gelişmesine katkı sağlamaktadır.

Mavi
Mavi rengin üzerimizdeki etkisi çok fazladır; sakinliğin ve mutluluğun rengi diyebiliriz. Mavi renk gökyüzünün ve geniş ufukların simgesidir. Sınırsızlığı ve sonsuzluğu ifade eder. Özünde sınırları kaldırılmış evrensel bir enerjinin potansiyelini taşır. Huzuru temsil ederek, tabiatta ağırlıklı olarak bulunan renklerden biri olması sebebiyle insanı sakinleştirir, ruh gerginliğini azaltır. Özellikle açık mavi renkler sakinleştirici etkisinden dolayı kişinin iş ve ev ortamında sık olarak kullanması gereken bir renktir. Bu renk, ilk izlenim sonucu olumlu düşüncelerin gelişmesine katkı sağlamaktadır.

Lacivert
Lacivert, açıklığı, netliği ve gözle görülemeyeni simgeler. Sonsuzluğu, otoriteyi ve verimliliği temsil eder. Bu nedenle iş adamlarının ve firmaların sıkça tercih ettiği bir renktir. Özellikle önemli iş görüşmelerinde tavsiye edilen bir renk tonudur. Lacivert giyen kişiler kendilerini çok daha karizmatik ve inandırıcı hissederler. Ayrıca bu yüzden dünyadaki firmaların birçoğu logolarında lacivert rengi kullanır. İnsanların üzerinde başarılı ve güçlü imaj bırakmasından dolayı özellikle iş görüşmelerinde lacivertin tercih edilmesi önerilir.


Menekşe-Mor
Menekşe ruhsal esenlik ve sonsuzluk ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Eskiden beri ihtişam ve lüksün son basamağı olarak düşünülür. Tarih, aristokratların, burjuvazinin, saray mensuplarının daima morla bezendiklerini kaydeder. Nevrotik kişilik özelliklerine sahip insanların, duyguları açığa çıkarmasından dolayı bu renkten uzak durdukları saptanmıştır. Bu rengi iş görüşmelerinde, giymeniz çok doğru bulunmamaktadır.

Siyah
Siyah, gücü ve tutkuyu temsil eder. Siyah renkli makam araçlarının tercih edilmesi bir tesadüf değildir. Siyah, aynı zamanda hırsın da göstergesidir. Batı toplumlarında yası, matemi anlatan siyah, uzak Asya’da özellikle Japonya’ya da mutluluğu simgelemektedir. Konsantrasyonu sağlayan renklerin başında gelmektedir. Einstein'in konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan bir odaya girerek, bu şekilde düşündüğü söylenir. Siyahın, iş görüşmelerinde tercih edilmesi iş konusunda oldukça hırslı olduğunuz mesajını verebilir.

Gri
Diplomasiyi ve ağırlığı vurgulayan bir renktir. Hareketsizliği, yavaşlığı ve ciddiyeti temsil eder. Ciddiyetini ortaya koymak isteyenler iş görüşmelerinde bu rengi tercih edebilirler; ancak durağanlığı da simgelediğinden ilk izlenimde hoş bir etki bırakmayabilir.

PEMBE :
Uyum ,neşe , şirinliğin ve sevginin simgesi. Rahat hissettiren ve dinlendiren bir renktir. Bu yüzden bazı büyük mağazalar tezgahtarlarına pembe üniforma giydirir ki, müşteriler kendilerini rahat hissetsin diye. Pembe aynı zamanda çocuk rengidir.

BEYAZ:
Temizliği ve saflığı temsil eder. İstikrarı, devamlılığı simgeler. Politikacılar beyazı pek severler, çünkü temiz, dürüst izlenimi vermek isterler…

Kahverengi
Gerçekçiliğin, plan ve sistemin rengidir. İnsanlar üzerinde canlılık hareketlilik etkisi bırakır. Hareketliliği artırmasından dolayı kahverenginin hakim olduğu mekanlarda uzun süre oturmak güçtür. Fast-food restorantların hepsinin masa ve sandalyelerin renginin kahverengi olması bir tesadüf değildir. Amaç insanların aldıkları ürünleri hızlı bir şekilde tüketip gitmelerini sağlamaktır. Kahverengi aynı zamanda teklifsiz, rahat bir renk olarak kabul edilir. Karşınızdakinin kendini resmiyetten uzak, daha rahat hissetmesini ve açılmasını sağlar. Gazetecilerin zaman zaman kahverengi kravat ve elbiseleri tercih etmesi bu durumla açıklanabilir. İş görüşmelerinde ve profesyonel toplantılarda kahverenginin tercih edilmesi doğru değildir. Çünkü kahverengi toprak rengi olmasından dolayı, sizin dikkat çekici özelliklerinize ket vurabilir. 

Aci ama GerCek bir ASK hikayesi LÜTFEN İZLEYİN !!

KENDİNİZE YENİ KAPI ARALAYIN !!! BU YAZIYI MUTLAKA OKUYUN

Kendinize Yeni Bir Hayat Kurun


Her erkeği yansıtan, kendine özgü bir yaşam tarzı olmalıdır.
Eğer kendinizi tanımıyor, isteklerinizi arzularınızı bilmiyorsanız, hayat sizi oradan oraya sürükler. Bu şekilde bir başarı elde etmeniz imkansızdır.
Yaptığınız şeyler evde oturmak, bilgisayar oynamak, sosyal medyada takılmak, porno izlemekten ibaret ise kesinlikle bahsettiğim hayat tarzı bu değil. Bunları derhal bırakın. Zamanınız çok değerli.
Yapılacak ilk şey “yaşamak istediğim hayat bu mu ?” Diye kendi kendinize sormaktır.
Bazı zamanlar insan sadece kabullenir. Ne yaptığını düşünmeden sadece yapar. Siz böyle olmayın. Sorgulayın. Yaşadığınız hayatın sorumluluğunu alın.
İşinizden memnun musunuz ? Hayır ise değiştirme zamanı geldi.
Hobileriniz var mı ? Hayır ise bir kaç tane edinin.
Sosyal çevreniz var mı ? Hayır ise yeni insanlarla tanışın.
Kimse bunları sizin yerinize yapmayacak. Hayatı istediğiniz şekle sokmak zorundasınız. Benden bu kadar deyip pes etmek sadece acizlerin işidir.
Eğer burada olup bu yazılanları okuyorsanız bir şeyler değiştirmeyi istiyorsunuz demektir.
Yaşam sizin keşfetmenizi bekleyen harika şeylerle doludur. Renkli bir hayatınız olsun. Her dakikanızı dopdolu geçirin. Geçen zamanlar bir daha geri gelmeyecek.
Herkes farklı isteklere sahiptir. Her erkeğin yapmaktan hoşlandığı şeyler farklıdır. Bunları keşfedin. Yeni şeyler deneyin. Mutlaka seveceğiniz bir şeyler vardır.
Nerede yaşarsanız yaşayın. Nasıl bir işte çalışırsanız çalışın hiçbir şey ama hiç bir şey tutkulu bir hayat yaşamanız için engel değil.
“Yapmak istiyorum ama işten vakit bulamıyorum.” Böyle söylüyorsanız siz sadece çalışmak için yaşıyorsunuz demektir.
Bu şekilde ne bir kız arkadaşınız olur ne de hoşlandığınız  şeylere vakit ayırabilirsiniz.
İstediğiniz hayat bu ise yapmaya devam edin. Ama istemiyorsanız kimse sizi istemediğiniz bir hayatı yaşamaya zorlayamaz.
Bir insan sosyal hayatını şekillendirecek maddi gücü elde etmek için çalışır.
Köle değilsiniz. Bu durumu değiştirin.
Biliyorum piyasa kötü. Özel sektör malum. Sadece tek bir şeye ihtiyacınız var. “Kendinize inanmak.”
Ben size bir çılgınlık yapın demiyorum. Gidin istifayı basın demiyorum. Kendinize daha fazla vakit ayırabileceğiniz bir iş aramak iyi bir başlangıç olacaktır. Ama ondan önce mutlu olacağınız bir iş.
Bir kez olmadı. İki kez olmadı diyerek vazgeçmeyin. Bu hayatta pes edenler değil, sürekli mücadele edenler kazanır. Düştüyseniz kalkmayı bilin.  Hayatınız için savaşın.
İşte yeni bir hayat için bir kaç öneri:

Kurslara Katılın

Dans, fotoğrafçılık, dalış, yabancı dil her hangi bir şey olabilir. Sadece gidin. Size göre değil ise ayrılırsınız. Ama mutlaka yeni bir şeyler deneyin. Eminim yapmaktan hoşlanacağınız yeni şeyler keşfedeceksiniz. Mükemmel insanlar ile tanışacaksınız. Harika dostluklar kuracaksınız.
Tüm bu fırsatlar dışarıda bir yerde sizi bekliyor sadece gidip alın.

Tutkularınızı Keşfedin

Tutku bir erkeğin, erkeklik dürtüsünü harekete geçiren şeydir. Ona hareket verir. İstediğinin peşinden gitme arzusu uyandırır. Tutkulu olduğunuz şeyi keşfedin.
Gitar çalmak olabilir. Doğa yürüyüşü olabilir. Paraşütle atlamak olabilir. Burada yaptığınız şeyin bir önemi yok. Sizde uyandırdığı duygular önemli. Önemli olan bir şeyi tutkuyla yapmanız.
Kadınlar erkeklerin içindeki tutkuyu görmek isterler. Onlara ne olduğunuzu hatırlatın.

Kendi Sosyal Çevrenizi Oluşturun

Bunu yapana kadar kendinizi zorlayın. Normalde gitmeyi düşünmediğiniz davetleri kabul edin. Partilere gidin. Arkadaşlarınızın arkadaşları ile tanışın. Gönüllü hizmetlere, kulüplere katılın. Kısacası yeni insanlar ile tanışmak için fırsatlar oluşturun.
Her karşınıza çıkan insanla dost olmazsınız. Bazı insanlar vardır. Sizi dibe çeker. Enerjinizi emer. Onlardan uzak durun. Size bir şeyler katacak, size ilham verecek arkadaşlar edinin. Kendi sosyal çevrenizi inşa edin.
Bunları yapıyorsanız artık bir hayatınız var demektir. Sevdiğiniz şeyler için vakit ayırın. Unutmayın zaman insanın en önemli hazinesidir. Onu hoyratça harcayamazsınız. Bu nedenle zaman planlamanızı çok iyi yapın. Tüm zamanınızı sadece bir şeye harcamayın. Diğer ihtiyaçlarınızı da göz önünde bulundurun. Denge çok önemli.
Bir kız ile tanıştığınızda onu hayatınızın anlamı haline getirmeyin. Kızlar bu takıntılı durumdan nefret eder. Onlara hayatınızın bir kızdan ibaret olmadığını gösterin.
O gün kursunuz var ise kızla buluşmayın. Arkadaşlarınıza söz verdiyseniz iptal etmeyin. Tutkularınızı ertelemeyin. Böyle yaptığınızda karşınızdaki kız ona muhtaç olmadığınızı anlayacak ve etkilenecektir.
Kızlar dolu bir hayat yaşayan erkekler ile olmak isterler. Hoşlandığınız kızı hayatınızın bir parçası yapın. O kız tüm hayatınız olmasın.
Aradaki farkı anlıyorsunuz değil mi ?
Şu üç kuralı unutmayın:
  • Her zaman öğrenecek yeni bir şey vardır.
  • Her zaman kazanacak yeni bir şey vardır.
  • Her zaman tanışacak yeni biri vardır.
Her erkek daha iyisini hak eder.
Yaşamak istediğiniz hayat orada duruyor. Gidin ve alın.
Gerçek bir erkeğin gerçek bir hayatı vardır.

DIŞ GÖRÜNÜŞ ÖNEMLİ NEDEN Mİ ??

Dış Görünüşünüz Kişiliğinizi Yansıtır


Kadınlar henüz siz onlara yaklaşmadan bile, sizi reddedebilirler.  Bunun en büyük nedenlerinden biri dış görünüşünüzdür. Çünkü kadınlar sizi ilk gördükleri andan itibaren değerlendirmeye başlarlar.
Burada dış görünüşten kastım uzun boylu veya yakışıklı olup olmadığınız değil. Bahsettiğim şey insanlara yansıttığınız imajdır.
Giyinmeyi bilen ve kendisine bakan her erkek fiziksel olarak çekici bir hale gelebilir. Doğuştan sahip olduğunuz fiziksel özellikler çekici olmasa bile, sonradan kazanacağınız tarz ve bakımlı olmak sayesinde bu açığı kapatabilirsiniz.
İstediğiniz kızı etkilemek için ilk önce onunla tanışmanız gerekir. Eğer karşınızdaki kadın, yansıttığınız imajdan dolayı sizi tanışmaya değer görmüyorsa, öğrendiğiniz kız tavlama tekniklerinin hiç bir önemi kalmaz. Çünkü onları uygulayacak fırsatı bulamazsınız.
Bu nedenle aşk hayatımızı düzene sokmadan önce kendi tarzınızı oluşturmanız gerekir.
Moda anlayışınız ve uyguladığınız kişisel bakım tek bir amaca hizmet eder. Bu amaç dış görünüşünüzü güzelleştirmek değildir. Bunların amacı karakterinizi doğru biçimde yansıtmasıdır.
Giyim tarzımızın kişiliğimizle ne alakası var diyorsanız  hayal gücüne dayalı bir deney yapalım.
Yeni bir şehre taşındığınızı hayal edin. Bir gece dolaşmak için dışarıya çıkıyorsunuz. Yürürken yanlış bir yola saptığınızı düşünün. Bir süre sonra kaybolduğunuzu farkına varıyorsunuz. Şimdi ana yola dönmek için birinin yardımına ihtiyacınız var. Bulunduğunuz sokak çok ıssız. Sadece üç tane adam var.
İlk adam;
Üzerine oturan bir takım elbise giymiş. Elinde deriden yapılmış bir evrak çantası var. Ayakkabılarında temiz. Sakalı yok. Saçları kısa kesilmiş

İkinci adam;
Yırtık bir kot pantolon giymiş. Pantolonun yanından bir zincir sarkıyor. Sırtında deri bir ceket var.  Saçlarının üstleri uzun bırakılmış ve yanları jiletle kazınmış. Neredeyse dizine kadar gelen siyah çizmeler gitmiş. Kirli sakalı var.

Üçüncü adam;
Kısa ve dar bir şort giymiş. Ayaklarında terlik ve üzerinde atlet var. Onun üstünde ise bir iki beden büyük bir hırka.
Şimdi okumaya devam etmeden önce bu üç adamı hayal etmenizi istiyorum. Kafanızda iyice canlandırın. Hangi adam hakkında neler hissettiğinize odaklanın. Hangisine adres sorardınız ?
Bu adamlar hakkında henüz bir şey bilmiyorsunuz. Ama sadece yaptıkları giyim tercihleri ile onların nasıl biri olduğu hakkında bazı tahminlerde bulabilirsiniz. Hatta onların karakter özellikleri ile ilgili düşünceleriniz şekillenmeye başlamıştır.
Muhtemelen ilk adam sizi hiç korkutmamıştır. Çünkü giyiniş tarzı önemli bir iş sahibi olduğu ile ilgili bazı ipuçları veriyor. Belki kendi işinin patronu olabilir. Bu adamın tarzına bakarak nasıl bir yerde çalıştığı, boş zamanlarında neler yaptığı hakkında birçok fikre sahip olabilirsiniz.
İkinci adam pek de tekin gözükmüyor. İnsanların bulaşmak istemeyeceği belalı tiplerden olabilir. Dış görünüşüne bakarak şiddete meyilli olduğunu düşünebiliriz. Belki gerçekte böyle bir adam olmasa bile onun karanlık işlerle uğraştığı gibi bir hisse kapılabiliriz.
Üçüncü adam da korkutucudur. Fakat bu korkutuculuk farklı bir şekilde kendini göstermektedir. Bu adamın giyiniş tarzı akıl sağlığının yerinde olmadığını düşündürtmeye çok müsaittir. Bu yüzden ondan da uzak durmaya çalışırız.
Bu tarz değerlendirmeler kadınların beyninde de aynı şekilde gerçekleşir. Sizi ilk gördükleri andan itibaren nasıl biri olduğunuz hakkında birçok fikir üretirler. Bu izlenim o kadınla nasıl bir iletişiminiz olacağını büyük ölçüde etkiler. Eğer dış görünüşüz ilgilendiğiniz kadının kriterlerine hiçbir şekilde hitap etmiyorsa, ilişkiniz başlamadan bitebilir bile.
Şimdi artık dış görünüşün kız tavlama sanatında nasıl bir öneme sahip olduğunu biliyorsunuz.
Sıra geldi kendi tarzınızı oluşturmaya. İşte size bazı ipuçları:

Giyim Tarzı Hakkında Genel Tavsiyeler

Her şeyden önemlisi herkesin takip ettiği moda çizgisini takip etmeyin. Kendi tarzınızı bulmak için onlardan ilham alabilirsiniz. Ama esinlenmek taklit etmek demek değildir. Unutmayın giyiniş tarzınız kendi karakterinizi yansıtır. Sizi doğru yansıtmayan kıyafetleri, herkes onları tercih ediyor diye giyemezsiniz. Kendinizi yansıtacağını düşündüğünüz kıyafetler satın alın. Özgün olun.
Oluşturduğunuz her kıyafet kombininde  bazı parçalar basit bazıları ise dikkat çekici olabilir. Mesela üzerinizdeki mont dikkat çekici ise içine daha sade bir şeyler giyin. Göze batan bir ayakkabı giydiyseniz pantolonunuzu daha düz tercih ederek denge sağlayabilirsiniz. Giydiğiniz her parça dikkat çekici olmasın.
Takım elbiseler genel manada kadınlar tarafından çekici bulunur. Bu yüzden eğer size hitap ettiğini düşünüyorsanız birkaç takım elbise satın alın. Vücudunuza güveniyorsanız dar kesim tercih etmenizde fayda var. Eğer gece takım ile dışarı çıkacaksanız kravat takmayın. Gömleğinizden de bir iki düğme açarsanız ortama uygun bir görünüm yakalayabilirsiniz.
Giydiğiniz kıyafetlerin dikkat çekici olması önemli bir özellik. Fakat dikkat çekeceğim diye komik ve modası geçmiş kıyafetler giymek pek mantıklı değil. Farklı olmak iyidir. Ama aşırıya kaçmadığınız sürece.
Tavsiye alın. Giyim konusunda özellikle kadınlardan tavsiye alabilirsiniz. Yakın kız arkadaşlarınızda alış verişe çıkın veya mağazada çalışan, gezen diğer kızların fikrini de sorabilirsiniz.
Daha çok üzerinize oturan kıyafetleri tercih edin.
Eğer fazla kilolarınız varsa sıklıkla koyu renkler giymeye özen gösterin. Sizi daha zayıf göstereceklerdir. Boyunuz kısaysa yatay çizgili kıyafetlerden kaçının. Tersine dik çizgileri olan parçaları tercih edin. Sizi olduğunuzdan uzun göstereceklerdir.
Giydiğiniz kıyafetlerin renk uyumuna dikkat edin. Mesela yeşil ile kırmızı uyumsuzdur. Kahverengi ile siyahta öyle. Eğer uyumu yakaladığınızı düşünüyorsanız bazı istisnalar olabilir.
Sıkıcı olmayın. Sürekli tekrar eden şeyler sıkıcıdır. Herkes gibi giyinirseniz kadınlar da herkes gibi olduğunuzu düşüneceklerdir. Oysa bir şeyi kıymetli yapan benzersiz olmasıdır.

Ayakkabılar

Sizi uzun gösterecek ayakkabılar satın alın. Güzel bir tarza sahip yüksek ayakkabılar size ekstradan birkaç santim kazandırır.
Ayakkabılar yaratıcılığınızı yansıtmada çok önemlidir. Bu yüzden ayakkabı seçerken dikkatli davranın. Çoğu erkek genelde aynı ayakkabıları tercih eder. Değişik bir model ile fark yaratabilirsiniz.
Kadınlar ayakkabılara çok fazla dikkat ederler. Bu yüzden ayakkabılarınızın sürekli olarak temiz olmasına özen gösterin.

Pantolonlar

Günümüzde kot pantolonlar çok moda. Mutlaka birkaç farklı modele sahip olun. Eğer biraz daha klasik giyinmek istiyorsanız. Kanvas pantalonlar da satın alabilirsiniz.
Kot satın alırken en çok dikkat etmeniz gereken şey paça boyu ve pantolonun kesimidir. Taşlanmış kotlar ile farklı bir hava yaratabilirsiniz. .
Çoğu erkek bol kumaş pantolonlar giyerler. Bunlardan uzak durun. Sizi genelde daha yaşlı gösterirler. Bunun yanında günümüz modasına uygun değillerdir.
Yırtık pantolon giymeyin.
Sıcak havalarda şort giyecekseniz dar ve üzerinize yapışanlardan kaçınmanız gerekir.  Bol ve diz seviyenizde olan şortları tercih edebilirsiniz.

Gömlek veya Tişörtler

Tişört giymeyi seviyorsanız resimli olanlar yerine düz renk olanları tercih edin. Beğeninize göre üzerinize yapışan veya biraz bol olabilir. Ama çok fazla bol olmasın. Tişörtleri kazaklarla birlikte kullanarak katmanlar oluşturabilirsiniz. Kazağın yaka ve etek kısmından altına giydiğiniz tişört gözükebilir.
Gömlek giydiğiniz zaman genelde eteklerini pantolonun dışında bırakın. İlle de içine sokacaksanız mutlaka kemer takın. Bu noktada yaptığınız gömlek seçimi çok önemli. İki şekli de deneyip hangisinin daha iyi göründüğüne karar verin.
Uzun bir gömlek giyiyorsanız güzel havalarda kollarını dirseklerinize kadar katlayın. Eğer içine uzun kollu bir şeyler giydiyseniz  kollarını gömlek ile birlikte birlikte katlayıp güzel bir görünüm elde edebilirsiniz.

Aksesuarlar

Erkeklerin en önemli aksesuarlarından biri kol saatidir. Pahalı markalar tercih etmenize gerek yok. Güzel bir dizaynı olması yeterli. Kalitesiz bir görünüşü olmasın.
Gözlükler bazı erkeklere çekici bir hava katmaktadır. Ama eğer gözlüksüz daha iyi gözüktüğünüzü düşünüyorsanız lens kullanın. Birkaç farklı güneş gözlüğünüzün olmasında fayda var. Üzerinize giydiğiniz kıyafetleri tamamlayacak şekilde güneş gözlüğü kullanabilirsiniz. Yalnız kapalı havalarda takmamaya özen gösterin.
Artık erkekler içinde birçok aksesuar üretiyorlar. Güzel bir tasarıma sahip kolye, bileklik ve küpeler var. Fazla abartılı olanlardan kaçının. Genelde daha sade olan aksesuarları tercih etmelisiniz. Aksesuar kullanacaksanız bir veya iki taneden fazla kullanmayın. Kadınlar ayrıntıcıdır. Bu küçük dokunuşları mutlaka fark edeceklerdir.
Kemer takıyorsanız giydiğiniz ayakkabı ile kemerinizin renk olarak eşleşmesine özen gösterin. Kot pantolonlar ile daha geniş ve büyük tokalı kemerler, klasik pantolonlar için ise dar ve küçük tokalı kemerler tercih edebilirsiniz.

Kişisel Bakım

Temizlik çok önemlidir. En ideal olan her gün duş almanız. Eğer bunu yapamıyorsanız dışarıya çıkacağınız zaman mutlaka duş alın. El ve ayak tırnaklarınızın düzgün kesildiğinden ve temiz olduğundan emin olun. Kadınlar tırnaklara çok fazla dikkat ederler.
Güzel kokan bir şampuan kullanın. Sabun yerine vücut jeli kullanabilirsiniz. Oluşabilecek ter kokularını önlemek için mutlaka koltuk altı jeli bulundurun. Kaliteli bir parfüm satın alın. Eğer pahalı geliyorsa aynı parfümün taklidinden alabilirsiniz. Kokusunun gerçeğine yakın olup olmadığına dikkat edin.
Yüzünüzde fazlalık olan kılları yok edin. Kulak ve burnunuzda uzamış tüyler olmasın. Gözünüzün altında çıkan kıllar varsa alın. Favorilerinizin aynı uzunlukta ve düzgün kesildiğinden emin olun. Kaşlarınız haddinden fazla uzunsa veya ortası birleşiyorsa alın. Ama alındığı çok fazla göze batmasın. Koltuk altı ve genital bölgenizde bulunan kılları düzenli olarak tıraş edin.
Eğer sakal veya bıyık bırakıyorsanız üç beş günde bir makine ile düzeltin.
Kadınlardan tavsiye almanızı şiddetle öneririm. Tek bir kadının tavsiyesini dikkate almayabilirsiniz. Ama on kişi bıyıklarınızdan nefret ettiğini söylüyorsa veya saç şekliniz ile dalga geçiyorsa dikkate alabilirsiniz.
Vücudunuzdaki kılları tıraş edip etmemek size kalmış. Eğer vücut çalışıyorsanız kaslarınızın ön plana çıkması için bunu yapabilirsiniz. Tercihinize kalmış.
Eğer vücudunuzda özellikle de yüzünüzde siyah nokta veya sivilceler varsa mutlaka bir cildiye uzmanına görünün. Tavsiye ettiği ilaçları kullanın.
Eğer durumunuz müsaitse bir dişçiye gidip dişlerinizi beyazlaştırın. Müsait değilse bu etkiye sahip diş macunları kulanın. Dişlerinizi en az günde bir kez fırçalayın. Ağız kokunuz varsa yine dişçiden yardım alın. Gargara, sprey gibi ağız bakım ürünleri kullanın. Dil fırçası dilinizin üzerinde birikebilecek bakterileri temizleyin.
İyi bir saç kesimi büyük bir fark yaratacaktır. İstediğiniz modelleri çıkarabilecek kaliteli bir berber tercih edin. Biraz pahalı olabilir. Bir kere istediğiniz modeli elde ettikten sora kendi başınıza nasıl yapacağınızı öğrenin ve saçlarınız uzadıkça sürekli gittiğiniz berbere gidip nasıl keseceğini tarif edebilirsiniz.

AYRILIK ACISI ÇEKMEYİN

Bir Daha Asla Ayrılık Acısı Çekmeyin


Mükemmel bir ilişkiniz var. Hayallerinizdeki kız ile birliktesiniz.
Artık hayatınızın bir anlamı olduğunu düşünüyorsunuz.
Birçok benzer yönünüz var. Çok iyi anlaşıyorsunuz.
Romantik anlar hayatınızdan eksik olmuyor. Ona aşıksınız.
Birkaç gün görmeyince hemen özlüyorsunuz.
Birlikte gelecek planları yapıyorsunuz.
 Her şey istediğiniZ gibi.
Sonra bir gün telefonları açmamaya başlıyor. Mesajlarınıza cevap vermiyor. Bir şeyler ters gidiyor olmalı.
Kötüye yormak istemiyorsunuz. Yaşadığı yere gidiyorsunuz. Evde kimse yok.
İçiniz içinizi yiyor.
Acaba başına bir şey mi geldi ?
Birkaç gün sonra telefonunuza bir mesaj geliyor. Neyse ki bir şey olmamış.
Mesaj kız arkadaşınızdan:
“Başka biriyle görüşmeye başladım. Artık birlikte olamayız.  Beni bir daha arama.”
İçinizi berbat bir his kaplıyor. İlişkinizi gayet iyi gidiyordu. Ayrılmanızın için hiçbir neden yok.
Ama ayrıldınız. Sevdiğiniz kız sizi terk etti.
Şimdi ne yapacaksınız ?
İlişkiler konusunda aklınızdan çıkarmamanız gereken en önemli şey şudur:
Hiçbir kız vazgeçilemez değildir.
Eğer bir kızı kendinizden daha değerli görüyorsanız vazgeçilmez olduğunu düşünürsünüz. Oysa hayatınız boyunca en çok değer vermeniz gereken kişi sizsiniz.
Tabi ki tüm insanlar çok değerlidir. Ama her birey için en değerli kişi kendisi olmalıdır.
Bunu bencillik olarak düşünmeyin. Kendinizi mutlu etmeden başkalarını da edemezsiniz. İlişkide bulunduğunuz insanları da düşüneceksiniz ama bunu kendinizi düşündükten sonra yapacaksınız.
Bir ayrılıktan sonra acı çekerek haftalarınızı, aylarınızı harcıyorsanız kendinize şu soruyu sorun:
Ömrünüzü bir kız uğruna heba edecek kadar zavallı mısınız ? Bu kadar mı değersizsiniz ?
Daha önce bu açıdan düşünmemiş olabilirsiniz. Bir önemi yok. Şimdi biliyorsunuz. Kendinize değer vermeye başlayın.
Kadınlar yapıları gereği tek eşliliğe programlanmışlardır.
Bu nedenle yuvasını dağıtmak, ilişkisini bitirmek onlar için kolay bir karar değildir. Buna rağmen bir kız bu noktaya gelmişse sizi gözden çıkarmış demektir. Bu kararı verene kadar milyonlarca olasılığı gözden geçirmiş ve doğru olanın bu olduğunu düşünmüştür.
Sizi gözden çıkaran birini geri kazanmak için enerjinizi harcamayın.
Gitmek isteyen birini zorla geri getiremezsiniz. Küçük çocuklar, oyuncakları ellerinden alındığında, ağlar, ortalığı birbirine katarlar. Küçük bir çocuk olmaktan vazgeçin.
Gideni kabul etmeyi öğrenin.
Ancak psikolojisi bozuk, zayıf karakterli insanlar gideni kabul edemez. Yaşanan kadın cinayetlerinin büyük bir kısmı da bu yüzden gerçekleşmektedir. Muhtaç olmayın. Ne kendi hayatınızı mahvedin. Ne de bir başkasınınkini.
Daha önce birilerini sevdiyseniz aynı şeyleri defalarca yaşamışsınız demektir.
Hiçbir zaman unutamayacağınızı düşünürsünüz. İçiniz ezilir. Büyük bir üzüntü yaşarsınız.
Ama üzerinden belli bir zaman geçtiğinde üzüntünüzün hafiflediğini görürsünüz.
Unutursunuz. Her seferinde aynı şey olur. Bütün sıkıntılarınız kaybolur.
Ama asıl kaybolan şey zamandır. Bu hayata bir kez daha gelmeyeceksiniz.
Eğer para kaybediyorsanız. Yeni bir iş bulursunuz. Azim ve sabır gösterirsiniz. Parayı geri kazanırsınız.
Eğer sağlığınızı kaybediyorsanız. Spor yaparsınız. Kötü alışkanlıklardan uzak durursunuz. Sağlığınızı geri kazanırsınız.
Ama giden zamanı asla geri getirmezsiniz. Bu yüzden bir daha ayrıldığınızda asla zaman kaybetmeyin. Bir gün bile.
Kız arkadaşınızın gitmesini kabul edemiyorsunuz ama zamanınızın gitmesini ediyorsunuz.
Zaman daha mı az değerli ?
Geceleri sarhoş olup eski kız arkadaşınıza mesajlar atmayı bırakın. Telefon numarasını silin. Facebook’ta arakdaşlıktan çıkarın. Twitter’dan takip etmeyin.
Ortak arkadaşlarınız varsa ne yapıyor diye sormayın. Tam anlamıyla hayatınızdan çıkarın.
Sigarayı bırakmak isteyenlerin, nasıl içmeyi bir anda kesmesi gerekiyorsa siz de öyle yapın. Tüm bağımlılıklar aynıdır. Azaltarak bırakmazsınız.
Hiçbir şey yapamadan öylece oturmayın.
Kendinizi yeni baştan programlayın. Yeni bir hobi edinin. Yeni insanlar ile tanışın. Yeni bir kursa gidin. Daha önce yapmadığınız bir şey yapın.
Spor salonuna kayıt olun. Gitmediğiniz bir ülkeye seyahat edin. Yapabileceğiniz bir sürü şey var.
Eğer kendinizi eve kapatıp acınızla baş başa kalmayı düşünüyorsanız, ölmeden önce, bir ülke az gezmiş olacaksınız. Harika insanlarla tanışma fırsatını elinizden kaçıracaksınız.
Her insan kendi yolunu seçer. Kimisi depresyon, acı ve üzüntü ile vakit kaybeder. Kimisi ise bu hayatın güzelliklerini keşfetmeye zaman yetiremez.
Siz hangisi olmak istiyorsunuz ? Kararınızı verin.
Eğer uzun süreli bir ilişkiden çıktıysanız bir üzüntü yaşamanız çok normal. Sanki üzülmüyormuş gibi davranmayı bırakın. Üzüntünüzü yaşayın. Ama ne boyutta olacağına kendiniz karar verin.
Hayatı kendinize zindan etmeyin. Üzüntünüzü hayatınız devam ederken yaşayın. Takılıp kalmayın. Aylarca evde oturup yas tutmayın. Sosyal ortamlarda bulunun.
Size iyi geleceğini göreceksiniz.
En önemlisi yeni kızlar ile tanışın. Belki bir yerlerde hayalinizdeki kzıdan bir tane daha vardır. Belki hayaliniz aslında daha başkadır. Onu keşfedin.
Bu günden sonra ilişkilere bakış açınızı değiştirin. Bağlanmayın. Bağımlı olmak sizi tüketir. Mantıklı düşünemezsiniz.
Hayatınıza giren her kıza, ömrünüzün belli bir dönemi için size eşlik eden bir değer olarak bakın. Bu hayatınızı tamamı da olabilir. Birkaç ayı da. Belki bir haftası. Bunu bilemezsiniz.
Ama ilişkinize böyle bakarsanız, ayrılma zamanı geldiğinde kopmanız daha kolay olacaktır. Birlikte olduğunuz kız herhangi bir nedenle size eşlik etmeyi bırakabilir. Kendinize eşlik edecek başka birini bulun. Dışarıda anlaşabileceğiniz bir sürü kız var.
Doğru kızı bulduğunuzda güzel bir paylaşımda bulunun.
Ayrılık vakti gelene kadar.

BURAYA DİKKAT ERKEKLER ÇOK İLGİNİZİ ÇEKECEK !!

Çekim Kanunu : Kız Tavlama Adımları


Romantik bir ilişki, karşılıklı olarak tatmin ve memnuniyete dayanmalıdır.
Bu nedenle kız tavlama denilince kadınları kandırmak, duygularıyla oynamak, istediğini elde etmek için onları kullanmak gibi niyetleri olan okuyucular var ise, şu an yanlış yerdesiniz demektir.
Bu site her kadını en az kendisi kadar değerli gören erkekler için hazırlanmıştır.
Kadınlarla etkili iletişim kurmak kişisel gelişimin bir parçasıdır. Kişisel gelişim ise bir tarafın kazanıp diğerinin kaybettiği her türlü ilişkiyi reddeder.
Konumuza gelecek olursam;
Kadın ve erkek arasındaki birlikteliğin tesadüf eseri olduğunu düşünenler olabilir.
Eğer ne yapacağımızı bilmiyorsak böyle düşünmemiz son derece normal.
Bir kaptan gideceği limanı şansının yardımıyla bulabilir. Fakat elinde bir pusula olursa şans faktörü ortadan kalkacaktır.
“Kız Tavlama Adımları”,  kadınlarla olan ilişkilerinizde,  rotanızı çizmeniz için bir pusula görevi görecektir.
Eğer bu adımları anlar ve doğru bir biçimde uygularsanız kadınlar ile başarı oranınızı önemli ölçüde yükseltebilirsiniz.
Anlatacağım sistem kızlara yatağa atmak veya sevgili olmak gibi herhangi bir amaca özel değildir. Sadece bir formüldür.
Bir formül ile atom bombası da yapabilirsiniz. Nükleer enerjide üretebilirsiniz. Seçimi siz yapacaksınız.
Demek istediğim şu;
Her erkeğin aşk hayatından beklentisi farklıdır. Kimisi uzun süreli bir ilişki ister. Kimisi tek gecelik aşklar peşindedir.
Ben size hangisinin doğru olduğunu söyleyecek kişi değilim.
Buna karar verecek olan sadece sizsiniz. Kendi ahlak ve değer yargılarınız.
Hayat felsefenize göre gideceğiniz yolu kendiniz belirlemelisiniz.
İşte kız tavlama adımları:

Tanışma

Tanışma adımı kızın sizi gördüğü anda başlar. Bu andan itibaren sergilediğiniz tutum ve davranışlar ile tanışma anında söylediğiniz şeyler tanışma adımının kapsamındadır.

Konuyu Değiştirme

Bu aşama tanışmadan hemen sonra gelir. Amacımız konuşmayı iki yabancı arasında geçen diyalogdan, arkadaş arasında geçen bir sohbete taşımaktır. Yani akıcı bir sohbete başlamak için kurmamız gereken köprüdür.

Etkileme

Etkilenme, “kız tavlama adımlarının” en önemlisidir. Çünkü romantik bir ilişkinin olup olmayacağını bu adım belirler. Etkilenme olmaz ise kız ile sevgili anlamında bir birlikteliğiniz olamaz. Etkilenme için çekici özelliklere sahip olmak şarttır. Çekici özelliklere sahip olmak ve bunları iletmek bu basamağın tamamını oluşturur.

Açığa Çıkarma Ve Takdir Etme

Sizi çekici bulan bir kız sizinde ondan etkilenip etkilenmediğinizi bilmek ister. Bunun için kızın dış görünüşü dışında sizi çeken özelliklerini açığa çıkarmanız gerekir. Sonrasında açığa çıkardığımız özellikler için, duyduğunuz memnuniyeti, dile getirdiğinizde bu adım tamamlanmış olur.

Güven Kazanma

Eğer birbirinizi çekici buluyorsanız, birlikteliğin, duygular ile ilgili olan kısmını tamamladınız demektir. Ama henüz işiniz bitmedi.  Şimdi sıra mantık da. Kızın size güvenebilmesi için kendi içinde sorduğu “doğru erkek mi ?” sorusuna cevap vermeniz gerekir. Doğru erkek olduğunuzu göstermek güven inşa etmekten geçer.

Baştan Çıkarma

Kızlar, duygusal ve mantıksal açıdan yeterli miktarda ikna olduklarında cinsel davranışlar gösterirler. Yakınlaşma, öpüşme ve seksin gerçekleştiği adımdır. Baştan çıkarma son adımdır.
Bu aşamalar siz farkında olsanız da olmasanız da her romantik ilişki için geçerlidir.
Bundan dolayı ilişkilerinizden beklentiniz ne olursa olsun işe yarayacaktır.
Daha sonraki yazılarda her bir adımı ayrı ayrı ele alıp, detaylı bir şekilde ne yapmanız gerektiğini anlatacağım.
Adımları daha iyi anlamanız açısından aşağıda örnek diyaloglar paylaşıyorum.

Tanışma:
Erkek: Merhaba. Seninle tanışmak istiyorum. Adım Ahmet.
Kadın: Her istediğin kızla böyle tanışabileceğini mi sanıyorsun ?

Konuyu Değiştirme:
Erkek: Bugün gerçekten yorucu bir gündü. İş yerinde tam bir kaos vardı. Eve gitmeden bir arkadaşımla buluşup kahve içeceğim. Kahve günün yorgunluğunu alıyor. Bu arada sen çalışıyor musun?
Kadın: Hayır Öğrenciyim.
Erkek: Nerede okuyorsun ?

Etkileme:
Erkek: Geçen hafta sonu dans kursundan arkadaşlar ile dalışa gittik. Gerçekten çok rahatlamış hissediyorum. Suyun altında olmak huzur verici. (maceracı olmak, sosyal çevre)
Kadın: Dans kursuna mı gidiyorsun?
Erkek: Aslında tango hocasıyım. (liderlik)

Açığa Çıkarma Ve Takdir Etme:
Erkek: Hiç hobin var mı?
Kadın: Müsait oldukça resim yaparım.
Erkek: Resimle mi uğraşıyorsun ? Bence harika. Hayal gücü gelişmiş insanlar beni gerçekten etkiliyor. (seçimlerini takdir etme.)

Güven Kazanma:
Erkek: Çocukluğun nerede geçti ?
Kadın: Dedemin köy evinde kalıyorduk. Köy hayatına bayılırım.
Erkek: Ciddi misin? Ben de yazları köye giderim. Okula giderken dört gözle yazın gelmesini beklerdim. Orada bir çok arkadaşım vardı.
Kadın: Benim de birçok arkadaşım vardı. Okullar kapanınca çok kalabalık olurduk. Traktör kullanırdık. Tarlada çalışırdık. Çok eğlenceliydi.

Baştan Çıkarma:
Erkek: Gittikçe daha güzel görünüyorsun.
Kadın: Teşekkür ederim.
Erkek : Seni şu an öpmek istedim.
Kadın: —

Şimdi sanırım daha iyi anladınız.
“Kız tavlama adımları” bir kız ile birlikte olabilme oranınızı arttırmak için kullanacağınız bir sistemdir. Başarı oranı gerçekten yüksektir.
Fakat hiçbir sistem %100 başarı garantisi veremez. Eğer birisi böyle bir vaatte bulunuyorsa muhtemelen yalan söylüyordur. Oradan uzaklaşın.
Tanışın,  sohbeti akıcı hale getirin, etkileyin , özel olduğunu hissettirin, güven verin , baştan çıkarın.
İşte hepsi bu kadar.
Kendinizi daha iyi hissetmeniz dileğiyle.

KADINLARIN BEYNİNE YOLCULUK HADİ BAKALIM !! (kadınları anlamanın yolu)

Kadınları anlamak isteyen erkeklere tavsiyeler


Uzmanlar, erkeklerin genellikle kadınların çok konuşmasından yakındığını söylüyor ve erkeklere kadınları anlamak için uygulamaları gereken önerilerde bulunuyor. İşte Psikiyatrist Nihat Kaya’nın kadınları anlamak isteyen erkeklere tavsiyeleri…


Uzmanlar, erkeklerin genellikle kadınların çok konuşmasından yakındığını söylüyor ve erkeklere kadınları anlamak için uygulamaları gereken önerilerde bulunuyor. İşte Psikiyatrist Nihat Kaya’nın kadınları anlamak isteyen erkeklere tavsiyeleri…
Kadın, gününü yapacak, komşularına gidip gelecek, sohbet edecek. Bu, onun doğasında var. Günlük sorumluluklarını aksatmayacak düzeyde kadının arkadaş çevresiyle görüşmesine, gün yapmasına tavır almayın.
Kadın, sevgilisinden ya da kocasından ‘seni seviyorum’ cümlesini duymak ister. Karınızı seviyorsanız bunu söyleyeceksiniz. Hem de ‘çok seviyorum’ diyeceksiniz. Erkeklere bu tip şeyler gereksiz ve aptalca gelir.
Erkek, bir kez ‘seni seviyorum’ der ve kadının bununla 20 yıl idare etmesini bekler. Ancak kadın, sevildiğini bilse bile bunu duyma ihtiyacı hisseder.
Kadınlar çok konuşur, bu onların doğasında var. Erkeklerin bunu kabul etmeleri gerek. Erkek bir taraftan gazete okuyup bir taraftan da karısına ‘kulağım sende’ dememeli.
Kavga çıkmasın diye, kadınların söylediklerini ‘tamam tamam’ diye geçiştirmeyin. Çünkü bu davranış, kadını daha da hırçınlaştırır. Ucunda kavga da olsa kadın, muhatap alınmak ister.
Birçok kadın, kocasıyla başka türlü konuşma imkanı bulamadığı için özellikle kavga çıkarır. En küçük bir şeyden bahane bulur ve bağırmaya başlar. Bu, patolojik yoldan iletişim kurma biçimidir. Erkeklerin buna fırsat vermemesi ve kadının konuşma isteğini engellememesi gerekir. Sakın kadına ‘çok konuşuyorsun’,’ beni yordun’ gibi cümleler söylemeyin.

Kadınların Beynine Yolculuk : Bir Kadını Anlamak

Çok eski zamanlarda yaşayan yaşlı bir gezgin varmış.
Birçok farklı diyar gezmiş. Kimsenin daha önce gitmediği yerlere gitmiş.
Farklı tenden ve kültürden kadınlarla tanışmış. Onları gözlemlemiş, konuşmuş, dinlemiş.
Sonra bir gün kedi kendine sormuş:
“Kadınları anlamak gerçekten mümkün mü ?”
Zamanla insanlardan uzaklaşmış. Kendi içine dönmüş. Aylarca hareket etmeden oturmuş.
Kışlar bahara, baharlar yaza dönmüş. Sonra bir gün yağmur yağmış. Adam gözlerini açmış ve gülümsemiş.
“Buldum” demiş.  Yaşlı adam aydınlanmış.
Bu bilge adamı görmek isteyen erkekler kuyruklar oluşturmuş. Birbirlerini ezip geçmişler.
İçlerinden birsi yaşlı adamın karşısına geçmiş ve şöyle söylemiş:
“Kadınları anlamak için sana tüm servetimi vermeye hazırım. Bana anlatır mısın ?”
Yaşlı adam kafasını kaldırmış. Bu erkeğe bir süre sessizce bakmış, sonra sormuş:

“Bilgeliği hangi para satın alabilir ?”

Böyle bir adam gerçekten yaşamış mıdır ? Bilemem. Ama bildiğim şey şu ki:
Bu yazının sonuna kadar sabreden herkes hikayedeki bilge adam olacak.
Birazdan anlatacaklarım paranın satın alamayacağı kadar değerli bilgiler.
Fazla iddialı mı oldu ?
Yolculuk başlıyor. Aydınlanmak isteyen benimle gelsin.
Beyin iki farklı lobdan oluşur. Sağ lob ve sol lob. Görünüş olarak aynı olmasına rağmen her biri farklı fonksiyonlar için özelleşmiştir.
Aşağıda yazacağım 5 maddeyi kafanızın bir yerine not alın ve asla unutmayın. Çünkü insan beyninin nasıl çalıştığını anlarsanız. Kadınları da anlarsınız.
  1. Beynin sol lobu: Mantık, konuşma ,matematiksel işlemler , muhakeme gibi fonksiyonları yönetir.
    Kısaca mantıksal taraftır.
  2. Beynin sağ lobu: Duygular, yaratıcılık, hayal gücü gibi soyut kavramlar ile ilgilidir.
    Yani beynin duygusal/yaratıcı kısmıdır.
  3. Tüm hayvansal iç güdüler ve cinsel dürtüler beynin sağ tarafında depolanır.
  4. Kadınlarda beynin sağ tarafı çok daha baskındır.
  5. Erkeklerde beynin sol tarafı çok daha baskındır.
Şimdi genelde karşılaştığımız ve anlayamadığımız kadın davranışlarını inceleyelim.

Kadınların Günleri Günlerine Uymuyor

Bir kadın bir gün sizden hoşlandığını söyleyip ertesi gün telefon ettiğinizde cevap vermeyebilir.
Erkeklerin çoğu böyle bir durum yaşadığında kendini berbat hisseder. Neden diye saatlerce düşünür. Madem sizden hoşlanıyor o zaman neden aradığınızda konuşmak istemiyor ?
Olayı kadın açısından değerlendirmek gerekir. Hoşlanma, etkilenme beynin sağ kısmında programlanır. Kadınlar baskın olarak beyinlerinin sağ kısmını kullanırlar. Evet bu bilgi doğrudur.
Ama kadınlarda beyin yalnızca sağ taraftan ibaret değildir.
Bir yandan da sol tarafta muhakeme yaparlar. Doğru şeyi mi yapıyorum ? Ona güvenmeli miyim ?
Kadın beyninin sağ tarafı ile sol tarafı sürekli bir savaş içindedir. Bu yüzden sizi çekici bulsalar dahi bazı zamanlar aksi gibi davranabilirler. Sonunda savaşı hangi tarafın kazanacağını, doğru erkek olup olmadığınız belirler. Eğer kadın size güveniyorsa doğru erkeksiniz demektir.

Kadınları Anlamak İmkansız

Kadın ve erkeklerin birbirlerini anlamamalarının en büyük nedeni, beyinlerinin farklı kısımlarının baskın olmasıdır.
Kadınların herhangi bir zamanda verdiği tepkiler ve sergilediği davranışlar o zaman nasıl hissettikleri ile alakalıdır. Çünkü kadınlar duygusaldır.  Duyguları harekete geçiren beynin sağ lobudur.
Erkekler olayları mantıksal açıdan değerlendirdiğinde hiç bir bağlantı kuramaz. Mantık sol lob ile ilgilidir.
Yani duyguları mantık ile açıklamak mümkün değildir.
Kızlara şu soruyu kaç defa sorduğunuzu bir düşünün.
“Neden böyle mantıksız davranıyorsun ?”
Mantığı önemseyen erkeklerdir. Kadınlar doğası gereği davranıyor. Çoğu zaman hislerini dinliyor.  O zaman yapmanız gereken şey,  bir davranış size mantıksız gelse bile, hangi duygularla yapıldığını anlamaya çalışmaktır. Bu sayede kadınları daha iyi anlayacaksınız.

Benden Hoşlandığını Sanmıştım

Şu senaryoyu hayal etmenizi istiyorum. Bir kadından hoşlanıyorsunuz. Her şeyi olması gerektiği gibi yapıyorsunuz. Zekice ve mantıklı konuşuyorsunuz. Hatta belki cinsel ilişki bile yaşadınız. Her şey mantıksal açıdan mükemmel gidiyor.
Sonra size şöyle diyor:
“Biz birlikte olmak için uygun değiliz.”
Dünya başınıza yıkılıyor. Aklınızda tek bir soru Neden ? Bu kız sizle iyi vakit geçirmiyor muydu ? Onu mutlu etmek için her şeyi yapmadınız mı? Çok mantıksız.
Tabi ki mantıksız. Çünkü duygusal bir problem var.
Kadınlar beyinlerinin sağ lobunu etkin kullanırlar. Erkeğin çekici olduğuna karar veren kısım sağ taraftır.
Buradaki problem kadının, sizi, birlikte olmaya yetecek kadar çekici bulmamasıdır. Cinsel çekicilik mantıksal değildir.
Bir kadın çekici bulmadığı bir erkekle de iyi vakit geçirebilir. Fakat iş sevgili olmaya geldiğinde önemli olan duygulardır. Mantık sonra gelir. Bu yüzden kadın beyninin sağ tarafı ile iletişim kurmaya çalışın. Unutmayın kadınlar eşlerini beyninin sağ tarafı ile seçerler.

Söyledikleri İle Yaptıkları Birbirini Tutmuyor

Böyle söylemekte haklısınız. Bunun nedeni şudur:
Kadınlar konuşurlarken beyinlerinin sol tarafını kullanırlar.
Sosyal programlar, toplumsal kural ve normlar beynin sol tarafında depolanır. Yani bir kadının  konuşmalarını şekillendiren toplumsal prensiplerdir.
Mesela:
Bir kadın sizden hoşlandığı halde hemen bunu söylemek istemez. Çünkü toplum, ona kolay olmaması gerektiğini öğütlemiştir. Fakat zaman bir karar vermeye geldiğinde yine beynin sağ tarafı egemendir. Bu yüzden sizden hoşlanmıyorum dediği halde yine de sizinle birlikte olabilirler.
Uzun lafın kısası kadınlar sol taraf ile konuşup sağ taraf ile hareket ederler. Bu nedenle söyledikleri mantıklı ama yaptıkları mantıksız gelir.
O zaman kadınların gerçek hislerini öğrenmek istiyorsanız sadece vücut dilini izleyin. Çünkü bedene hakim olan duygulardır. Söylediklerini fazla kafanıza takmayın.

Kadınlar İyi Bir Erkek Aradığını Söylüyor Ama Genelde Serseriler İle Çıkıyorlar

Bir kadına böyle bir adam ile birlikte olmak isteyip istemediğini sorarsanız “asla” cevabını alırsınız. Mantıklı olan da budur. Kimse kaba davranan bir pislik ile birlikte olmak istemez.
Ama gerçekte olana baktığımızda bir çok kızın bu tarz erkekler birlikte olmak için çıldırdığını görürüz.
Biraz önce söylediğim gibi kadınlar mantıkları ile konuşur, duyguları ile hareket ederler. Eğer kadınların beyninin sağ tarafı değilde sol tarafı baskın olsaydı kesinlikle serseri erkeklerin hiç bir şansı olmayacaktı.
Kendinize şunu soruyor olmalısınız:
Onları bu kadar çekici yapan asıl neden nedir ?
Kötü çocukların yaşam tarzları ve davranışları tesadüf eseri kadınlara çekici gelen  özelliklerle doludur.
Bu yüzden bu erkekler kadınların beynini (sağ lobu) hipnotize ederler.  Onlara kısa bir sürede bir çok farklı duygu yaşatırlar.
Bu durum kadınları çılgına çevirir. Kötü adamların dayanılmaz bir çekiciliği olduğunu düşünürler.
Kadınlar sürekli olarak farklı türden şiddet ve hakarete maruz kalmalarına rağmen hala onların peşlerinden ayrılmazlar. Bu işte bir mantık yoktur. Kadınların da mantıkla işi yoktur.

İşte altın kural:
Kadınların düşüncelerini mantığınızı kullanarak değiştirmeye çalışmayın. Asla ve asla. Duygularını değiştirmeye çalışın. Kararlarının kendiliğinden değiştiği göreceksiniz.
Mesela;
Eğer bir kadın sizden hoşlanmadığını, birlikte olamayacağınızı söylüyorsa, birlikte olmanız gerektiğini mantıksal açıdan açıklamaya çalışmayın. Sadece iletişiminizi hislerini değiştirecek şekilde yönlendirin. Çekici bulduğu davranışları sergileyin. Eğer duygularını değiştirmeyi başarırsanız kararı da otomatik olarak değişecektir.
Şimdi kimler bir aydınlanma yaşadı. Elleri görebilir miyim ?
Dediğim gibi bilgeliği parayla satın alamazsınız.
Mantığı boş verin. Beyninizin sol tarafını söküp atın.
Sizce de mantıklı değil mi ?

12 Aralık 2016 Pazartesi

Erkekleri anlamak ?

Bu erkekleri anlamak imkansız gerçekten ben anlayamadım bugune kadar içinizde anlayabilen varmı ? Varsa söleyabilir mi bence yoktur ...


ÇİFTLER ARASINDAKİ ANLAŞMAZLIKLAR

Çiftler Arasındaki Tartışmalar


Kadınlar en çok neye kızar, Erkekler en çok neye kızar, Evlilikte tartışma nedenleri, Evlilikte yapılmaması gereken hatalar nelerdir?

Çiftlerin en sık tartıştığı konular, İngiltere’de yapılan bir araştırma sonucu listelendi…
İngiltere’de 3000 kişinin anket sonuçlarına göre çiftler yılda ortalama olarak 312 kez tartışıyorlar. Tartışma konuları ise genel olarak pek farklılık göstermiyor. İşte evli ya da uzun süredir birlikte yaşayan çiftlerin en çok tartıştığı konular…

Kadınları en çok kızdıran hareketler
– Lavoboya kusma
– Tuvaleti kirli bırakmak
– TV kanallarını zaplamak
– Biten tuvalet kağıdını yerine koymamak
– Oturduğu koltuktan kalkmamak
– Işıkları açık bırakmak
– Kirli bardakları ortada bırakmak
– Islak havluyu yatağın üzerine bırakmak
– Gereksiz eşyaları saklamak
– Tuvalete fazla su akıtmak

Erkekleri en çok  kızdıran hareketler


– Dışarı çıkarken hazırlanma süresini uzatarak onu bekletmek
– Yaptığı bütün işlerde kusur bulmak
– Işıkları kapatmak
– Lavaboda ve banyoda saçları bırakmak
– Sakladığı gereksiz eşyalarını atmak
– Saklama kutularını tıka basa doldurmak
– Temizlik bezlerini etrafta bırakmak
– Kirli bardakları etrafta bırakmak almamak
– TV kanallarını zaplamak
– Dizi izlemek

DİKKAT !! AŞIK OLDUĞUNUZU NASIL ANLARSINIZ ?

Aşk Nasıl Bir Duygu ve Nasıl Anlaşılır?


Birçok kişiye ve uzmana göre “Aşk bir büyüdür, bilinçsizliktir. Hiçbir şeye mantıklı yaklaşamama halidir.”
Bir çok piskiyatr da aşkı bir alt üst olma hali olarak tanımlıyor. Normalde yapılmayan herşeyin yapıldığı karmaşık bir ruh hali.
Uzmanların aşk konusunda hemfikir oldukları bir başka nokta da sadakatin bir aşk belirtisi olmadığı.Psikiyatrlar sadakatin tamamen bireysel ahlakla ilgili olduğunu söylüyorlar.

Peki Aşık Olduğumuzda Neler Hissederiz ve Neler Yaparız?

* Yanında bile onu özlüyorsanız, ondan bir dakika bile uzak kalamıyorsanız,
* Her gün onun sesini duymadan ya da onu görmeden yaşayamıyorsanız,
* Gözlerine baktığınızda kendinizi çok mutlu, huzurlu hissediyorsanız ya da o an zamanın durduğunu hissediyordanız,
* Size dokunduğunda karnınızda kelebekler uçuşuyorsa ya da bir sürü karıncayı içinizde hissediyorsanız,
* Hiç ilgilenmediğiniz ya da okumadığınız halde şiir yazmaya ve kafiyeli cümleler kurmaya başlıyorsanız,
* Yanınızdayken ya da ilk karşılaştığınızda kalbiniz yerinden çıkacakmış gibi olluyorsa,
* Her telefon çalışında ve mesaj sesinde aklına ilk o geliyorsa,
* 7/24 onu düşünüyorsanız,
* Onu düşünmekten kendinizi ve yemek yemeyi unutuyorsanız,
* Durduk yere onu düşününce yüzüne bir tebessüm gelip leyla gibi oluyorsanız,
* Herkese sürekli ondan bahsediyorsanız, anlata anlata onu bitiremiyorsanız,
*  Karşısında saçmalıyorsanız, normal davranmıyor ya da konuşamıyorsanız,
* Her yerde onu görüyorsanız ve her an karşınıza çıkacak gibi hissediyorsanız,
* Kendinize, saçınıza, kilonuza, kıyafetlerinize her zamankinden daha çok önem veriyorsanız,
* Derslerinize çalışamıyorsanız ya da işte dalıp dalıp gidiyorsanız,
* Ayrılık düşüncesi aklınıza geldiğinizde ölecekmişsiniz gibi hissediyor ve kalbinize derin bir acı saplanıyorsa,
* Sürekli onunla ilgili hayaller kuruyorsanız,
* Sürekli onu özlemekten yorulduğunuzu hissediyorsanız,
* Onu herkesten ve herşeyden kıskanıyorsanız,
* Yanında olmadığınızda keyifsiz, eksik ve mutsuz hissediyorsanız,
* Onsuz bir hayat düşünemiyorsanız AŞIKSINIZ demektir :)

AŞK NEDİR ? DİYE SORUYORSANIZ BUYRUN CEVABI

Aşk nedir?


Aşk  sevgilinin çarpık bacaklarını düz görmektir demiş şair. İşte büyük düşünürlere göre aşk nedir?
Aristo: "Sevmek acı çekmektir, sevmemek ölmek. sevmek zevktir ama yalnız sevilmenin hiçbir zevki yoktur"
Augustinus: "Sevgi ruhun güzelliğidir."
Franz Xaver Von Baader: "Özgürlük aşk değildir, yalnız aşkın kapısıdır."
François Bacon: "Büyük insanlarda, liyakat sahibi olanların kendilerini budalaca aska kaptırdıkları görülmez. Büyük ruhlar ve büyük isler askla uzlaşmaz"
Bailey: "Aşk dünyanın en tatlı mutluluğu ile en derin acısından yaratılmıştır"
Balzac: "Aşk yaşamında kadın, ancak hünerli bir çalgıcının elinde dile gelen bir lir gibidir. Kadınlar bizleri sevdikleri zaman her suçumuzu bağışlarlar"
Basta: "Erkek az fakat sık sever, kadın ise çok ancak bir kez sever"
Jeremy Bentham: "Aşk hazzı, dostlukla duyu hazlarından yoğrulmuştur"
Bulor: "Aşk cennetin dilinden bize kalan tek andır"
Antoine Bret: "aşkın ilk soluğu mantığın son soluğudur"
Jacob Boehme: "İstek, hareket/genişleme, yön veren tezlere bilgelik eklendiğinde aşk olur"
La Cordaire: "Aşk her şeyin başlangıcı, ortası ve sonudur"
Dante: "Geniş varlık denizinin her yanında geniş bir aşk akışı vardır. Fiziksel devinim, bitkisel yasam, zihinsel yasam... hep evrensel aşkın derece derece yükselen aşamalarını oluşturur. Aşağı derecelerinde yanılmayan aşk, akılla aydınlandığı zaman iyilik ve kötülüğe eğilim kazanır. aşk kusursuz olmayan iyiliklerin üzerinde de vardır. Hatta irade, hile ve şiddet kullanmak yoluyla bir başkasının kötülüğüne çalışmış olsa bile yine aska uyar. Kötülükler asktan uzaklaşma oranında bir takim derecelere sahiptir ve kötülük aska yaklaşmak için sarf ettiği üç oranında erdeme yaklaşmış olur... cehennem bile adalet kadar aşkın eseridir."
Eugene Delacroix: "Aşkı anlatabilmek için yeryüzünde var olan dillerden başka bir dil ister"
Descartes: "Bir şey kendimiz için iyi, yani uygun gibi sunulmuşsa ona karşı aşk duyarız."
Duclos: "Aşk bıkılmayandır. Her şeyden bıkılabilir ama asktan ... hayır"
Epiktet: "Hareket etmenin nedeni 'istek' ve 'sevmektir', bu ise düşünmektir. aşk tutkudur. İyi ya da kötünün ne olduğunu fark edemeyen insan nasıl sevebilir"
Epikür: "Bilge olan evlenmez. Evlense bile aşkın vehimlerine kapılmaz... Bir uygarlığın yetkinliği ve insanlığı ancak kardeşlik ve sevgiyle olasıdır."
Douglas Ferrola: "Aşk kızamığa benzer, insan ne kadar geç yakalanırsa o kadar ağır geçer"
Faulkner: "Aşkı kitaplara soktukları iyi oldu, yoksa belki de başka yerde yasayamayacaktı."
Fenelon: "Sevmeden yasamak yasamak değildir. Az sevmek ise sürüklenmektir."
Feuerbach: "varlık sezginin, duyunun ve aşkın bir sırrıdır. Bu kişi, bu şey yani bireysel, yalnız duyumda, yalnız askta, mutlak bir değere sahiptir. Sonlu ve sonsuz orada bulunur. aşkın sonsuz derinliği ve aşkın gerçeği, bununla yalnız bununla kaimdir" "... En derin ve en yüce gerçekler duyumlarda saklıdır. Böylece genel olarak başımız dışında bulunan bir nesne varoluşun gerçek ve ontolojik belgesi aşktır, varoluşun asktan ve duyumdan başka belgesi yoktur."
Costance Foster: "Sevgi bizi zamanın yıkımından koruyan yıkılmaz bir kaledir"
François M. C. Fourier:
1) Geçici ya da keyif verici asklar ki, bu oyuncular, kahpeler, arsızlık aşkları gibi şekillere ayrılır.
2) Az çok bir süresi fakat kısır asklar ki, bunlar gözde aşklardır.
3) yalnız bir çocuk doğurtan geçici asklar ki, bunlar dölleyen aşklardır.
4) Karılar ve kocalar aşkıdır ki, bu iki tarafın isteği ile yıllarca sürer ve bir çok çocuk dogurturur. Fakat bunlar birbirleriyle yaşayıp yasamamakta serbesttir."
Freud: "Yaşam belirtisinin kökeninde duygulanma; duygulanmanın da temeli aşktır"
Geraldy: "Erkeğin yaradılışında sevmek yoktu. Ona aşkı öğreten kadındır"
Geothe: "Sevilenin kusurlarını hoş görmeyen sevmiyor demektir"
Efes'li Heraklitos: "Duyu organları akilsiz ruhlara hizmet ettikleri zaman kötü tanıklardır. Eşek samani altına tercih eder; köpek tanımadıklarına havlar. Domuz için çamur saf sudan daha değerlidir. Deniz suyu ister temiz ister kirli olsun, balıklar için kurtarıcı insanlar için uğursuzdur."
Victor Hugo: "Aşk bir deniz, kadın onun kıyısıdır."
Paul Henri D. Holbach: "İnsanlara kendi akıllarına saygı duymaları ve cesur olmaları telkin edilmeli ve kendileri için arkasından koşması gereken hayallere gereksinimleri varsa, doğruluk, iyilik ve barış sevgisini benimsemeleri öğretilmelidir"
Holty: "Aşk kulübeyi altından bir saraya benzetir."
Albert Hubbart: "Aşk yaşamdır deriz, ancak umutsuz inançsız aşk ölümden beterdir."
Konfüçyus: "Dinsel erdem, insanlığı sevmekle olanaklıdır. Bu sevgi hissi, aileden toplumdan hükümete dek karşılıklı olarak uzamalıdır"
François La Rocheffoucauld: "Tüm duygularımız ve tutkularımız rastlantı ve çıkarın eseridir ve bizim erdem, aşk, karşılık beklemezlik dediğimiz şeyler de hoşgörülerden başka bir şey değildir. adalet aşkı nedir? Adaletsizlik ıstırabından korkmaktır. aşk sahip olduklarımızın bizden alınması korkusudur. aşk duyuların bir hummasıdır."
Mevlana: "Bir aşkı başka aşk söndürebilir. Askta ne yükseklik, ne alçaklık, ne de akillilik ve akilsizlik vardır. Hafızlık, şeyhlik, müritlik yoktur. Sadece kepazelik, aşağılık ve rintlik vardır. İnsanin toprağını aşk şebnemi ile yoğurdukları için alemde yüzlerce fitne ve kargaşalık peyda olur. aşkın yüzlerce neşteri, ruhun damarlarına sokuldu ve oradan gönül adi verilen bir damla aldı... aşk öyle engin bir denizdir ki, ne kenarı vardır, ne de ucu bucağı."
Moliere: "Kadınların büyük tutkusu aşkı ilham etmektir. İnsanı aşkın güzellikleri yaşatır."
Montaigne: "Aşk utanma ve çekinmenin olduğu yerde vardır."
Mu-Ti: "Kim başkasını severse kendisi de sevilecektir. Başkalarını kazandırmış olan kendisi de kazanmış olacaktır. Tüm insanlar kendileri arasında karşılıklı bir sevgi hissederlerse, güçlüler zayıfları avlayamazlar, sayıları çok olanlar daha az sayıdakileri, baskıları altına alamazlar. Zenginler yoksulları asla baskıları altına alamazlar, usta olanlar da beceriksizlerle alay edemezler. Sevgide tarafsızlık, kişisel sevgide yanılmayı önler; tarafsız sevgi kişisel sevginin de güvencesidir."
Newton: "Aşk köprü kurmaktır. İnsanlar köprü kuracaklarına duvar ördükleri için yalnız kalırlar."
Robert Owen: "İnsana karşı sonsuz bir sevgi ve şefkat duyabilmek için dinsel inançlardan kurtulmak gerekir."
Pascal: "Aşk iradenin ereğidir. Her çeşit dışsal emir ve baskılardan çok usa uymak gerekir. İradenin ereği olan bu asktan başlayıp tutkuda sona eren bir yasam mutludur. Bunlardan birini seçmem gerekse 'aşk’ı yeğ tutarım. Biz aşk karakteri ile doğarız. aşk ruhumuz yetkinleştikçe gelişir ve bizi güzel görünen şeye sürükler. Bundan sonra artik bizim bu alemde sevmekten başka bir şey için var olduğumuzdan kim kuşkulanır? ... aşkın konusu güzelliktir ve insan evrenin en güzel nesnesi olduğu için dışarıda aradığı bu güzelliğin örneğini kendi içinde bulması gerekir. Bu itibarla insan ancak kendisine benzeyeni ve olabildiği kadar kendisine yaklaşanı sever. Sevmeye başlayınca eskisinden bambaşka bir insan olduğumuzu anlarız. Aşktan söz ede ede insan aşık olur."
J. J. Rousseau: "Aşk mutluluğunu evlendirdikten sonra da sürdürebilseydik, dünya cennet olurdu. Duygulu gönüller sevginin her türlüsü için duygulu değil mi?"
Shakespeare: "Değişiklikle karşılaşınca değişen aşk, aşk değildir... aşk gözle değil ruhla görülür."
Madame De Scudery: "İnsan sevmeye başladı mı, yasamaya da başlar."
Schiller: "Ey aşk, güzel ve kısasın... aşk insani birliğe, bencillik yalnızlığa götürür."
Seneca: "yalnız akilli bir insan sevmesini bilir. Sevip de yitirmek, sevmemiş olmaktan daha iyidir."
Stendal: "Aşk, coşku ve tutku olduktan sonra insan hiç sarsılmaz, bunlar olmayınca yasam neye yarar"
Cenap Sehabettin: "Kadın olsun, kitap olsun cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır."
Mark Twain: "Hiç kimse uzun süre evli kalmadıkça gerçek aşkın ne olduğunu anlayamaz."
Voltaire: "Aşk bir tablodur, onu doğa çizmiş ve hayal süslemiştir. tanrı kadınları erkekleri evcilleştirmek için yarattı."

Sözlükte "aşk" ne demek?

1. Aşırı sevgi ve bağlılık duygusu, sevi.
2. Tüm varlığıyla sevme durumu.
3. Sevişme, cinsellik, seks.

Cümle içinde kullanımı


Yurt aşkı. bilim aşkı.
Gönlüm düştü bu sevdaya / Gel gör beni aşk neyledi.
- Yunus Emre
Bütün güzel kadınlar zannettiler ki / Aşk üstüne yazdığım her şiir / Kendileri için yazılmıştır.
- O. V. Kanık

Aşk kelimesinin ingilizcesi

n. love, amour, adoration, crush, passion, gallantry
Köken: Arapça

10 Aralık 2016 Cumartesi

SMS SÖZLERİ (MESAJLARI)

Önünde uIaştığın,seni mutIu edeceğine inandığın bir hedef oImamasıdır öIüm.bir deIi gönüIe bir çok sevdayı sığdıramamaktır öIüm!…

Hani bir keIebek yakaIarsın avcunun içinde.sonra bakmak görmek istersin yaşıyo mu diye,baksan kaçacak sımsıkı tutsan öIecek işte…

Yağmurum oI ama ısIatma güneşim oI işit ama yakma rüzgarım oI şar ama savurma seviIdiğin kadar seva ma sensiz bırakma?

Seninde biter yoIun. Diner gözünde yasaIar. Benimse uğursuz yoIum bittiği yerden başIar…

BiIiyorum sen beni değiI başkasını seviyosun ama ben  seni hayatımın sonuna kadar çok ama çok seviçeğim günIer,ayIar,yıIIar geçtikçe bu sevgi büyüyecek ve sana uIaşçak bitanem.

Zannetmeki gözIerim seni gördükkçe bıkacak öIsemde ruhum senin gibi güzeI bir dosta anıIarım hatıra oIarak kaIacak.

Büyük aşkIar engeIIer karşısında yok oIup gitmeyen, bir o kadar büyüyerek bir çığ haIini aşan aşkIardır. Benim aşkımda bunIardan biri, yüreğim ve sen bir bütünsün bunu unutma…

Benim bir mesajIık ömrüm oIsaydı, bana sadece bir mesaj gönderecek oIsaydın ve benim o mesajı okuduktan sonra öIeceğimi biIseydin,b ana tek bi mesaj iIe ne yazardin?


Uçurumdan düşerken tutunacak tek daIım oIsan inan öImekten değiI seni kırmaktan korkarım bebeğim…

İçme aşk şarabından acıdır aman dikkat et kızım babası hocadır.

Dünyada ibneIik oImasaydı dünya yuvarIak oImazdı…


Bütün bisikIetIere bindim, bisan a binemedim…

Ah kızım ah! Ben ne saIağım. Seni ne doktorIar, ne mühendisIer istedi de vermedim. ÜzüIme anneciğim. Ben hepsine verdim…

TemeI iIe dursun trabzonda kazı yapıyorIarmış. Kaz oImuş…

OğIum müjde sana iş buIdum! NasıI iş,büfede yedigün vereceksin…

Seni görünce gözIerim doIar, kuIakIarım mark…

Bu mesaj özeI bi frekansIa gönderiImiştir.zekiIerde hafıza kaybı aptaIIarda kısa süreIi körIük ibneIerdede bi anIık güIümseme yapar…

Aşk havuzuna aptaIIar düşer, ama beni ittiIer…


AğIarsa anam ağIar gerisi pIayback yapar…

O’nun sert bedenini oce avcumun içine aIdım sonra kafasını dudakIarımın arasından geçirdim o eşsiz sıvı bana hayat veriyordu cocacoIa hayatın tadı…

Boynuma sürterek göğüsIerinin arasından aşağıya kaIçamın yanına kadar getirip yuvasına oturttum çıkan sIak sesi bana güven veriyordu emniyet kemeri sen de tak…

İki uzayIı benzin istasyonuna gitmişIer.biri benzin pompasını tutmuş arkasına sokmuş.diğeri ona şaşkın bir bakışIa:bu yaptığın normaImı?demiş. Diğeri ise:hayır kurşunsuz.demiş …

TemeI kazı yapınca fadime hasretIikten çatIamış…

Doğa’nın kanunu varsa arif sağ’ın sazı var…

Adamın biri mahkemenin önünden geçiyormuş. Mahkemeden çataI-kaşık sesIeri geIiyormuş niye? Çünkü mahkemede sanığın hakkını yiyoIarmış…

OIm sende ne ders çaIışıyon,çek kopyanın hasını, çekme karne yaşını…

Yağ bakkaIda, un çuvaIda, sevgiIin son durakta…

Karın oImak istiyorum karın, ey benim kardan adamım…

Doktorum sigaradan uzak durmamı söyIedi, ben de bir metreIik bi ağızIık yaptırdım…

Bir kazan varmış. Bu kazan çok iyi dans ediyormuş. Acaip oryantaI yapıyormuş. Muhteşem kıvırıyormuş. Bu kazana ne denir? İyi oynayan kazansın…

Kusura bakma birader, seni birine benzettim.oIabiIir, babam çok gezermiş…

Abi bi sen bayarsın bi de ceIaI bayar…

Sen terIemişsindir, sana terIik getiriyim…

ZorIa güzeIIik oImaz, estetikIe oIur…

Dün evde canım sıkıIdı ,kafama göre takıIayım dedim. Tamirciye girmişim. Biraz kafam bozuktu da…

Bizim bir tanıdık vardı,paraya para demezdi, çünkü “r” Ieri söyIeyemezdi…

Ben bir çocuk, sen bir çocuk, yaptık bir çocukIuk, oIduk üç çocuk…

ErkekIer park yeri gibidir. İyiIerin kepsi kapıImıştır…

Bebeğinizin aItına yapmasını istemiyorsanız çevirin üstüne yapsın…

SoI kuIağını kapatırsan sağ duyuIu oIursun…

Hiçbir önyargım yok. Bütün insanIardan nefret ediyorum, o kadar…

ErkekIer hep tanrı önce bizi yarattı diye övünürIer. Ama bu gayet normaIdir. Çünkü her sanatçı eserini yaratmadan önce bir müsvettesini yapar…

Babama değerimi sordum “dünyaIar kadar” dedi, dünyanın değerini sordum “beş para etmez” dedi.

GençIiğim acı veriyordu , ameIiyatIa aIdırdım….

ÖyIe yaInızdı ki topIu mezarIığa gömüImeyi vasiyet etti.

Tarihte bir6 devIet kurmuş ve bir5 devIet batırmış bir miIIetiz…

Size yapıImasını istemediğiniz şeyi başkaIarına yapın…çok zevkIi oIuyor

Karımı o kadar seviyorum ki eskimesin diye başkaIarının karıIarını kuIIanıyorum

Dünya yuvarIak, ozon deIik. Ne sapık bir gezegende yaşıyoruz be.

DaI rüzgarı affeder ama kırıImıştır bir kere.

bir960 yıIında içiIen kahveIerin hatırı doImuştur. İIgiIenenIere duyuruIur!

BitkiseI hayata girdim. Maksat yeşiIIik oIsun.

ÖIüm korkusu sürekIi değiI, mezarda biten geçici bir duygudur…


AIIah yürü ya kuIum dedi,ben de arabamı sattım.

EIIeriyIe beyaz vücuduma eIIediIer, dudakIarıyIa emdiIer, ateşIeriyIe yaktıIar, biImem ne istediIer benim gibi sigaradan

Bütün gece uğraştım bir türIü deIinmedi, o kadar zorIadım bana mısın demedi, sabret sevgiIim şimdi oIacak oooohhhhh, deIindi,kuIakIarına takabiIirsin küpeni

GuIu seven dikenine katIanır, kaktüs sevenin vay haIine.

Amerikan üroIoji üst kuruIunun yaptığı bir araştırma sonucu sex hayatında başarısız oIan insanIar mesajIarı okurken teIefonIarı sağ eIIerinde tutuyorIar.

Baba der ki:”oğIum müjde sana iş buIdum.” Çocuk heyecanIanır:”ne işi baba?” Baba cevapIar:”aşağıdaki büfede yedigün vereceksin

Can boğazdan geIir canan çay bahçesinden…

BuIutIarı pembeye boyasak yağmur pembe yağarmı?

Adamın biri yumurta kırmış yumurta ona küsmüş!

Sana kuIumun seIami var. Hangi kuIum mu? EndopIazmik retikuIum


Kadının biri yoIda yürüyormuş hamiIe kaImış.neden: çünkü yoI düzmüş…

OğIumun adını mafya koydum artık ben de mafya babasıyım.

YazıIıdan sıfır aIdım ama, önemIi oIan katıImaktı

KOMİK DUVAR YAZILARI


» Bağırsak kurtları bağırsakta yaşar, bağırmasakta .

» " Ílk görüşte aşka inanır mısın ? Yoksa dışarı çıkıp tekrar mı gireyim?"

» Bir kazan varmış. Bu kazan çok iyi dans ediyormuş, muhteşem kıvırıyormuş. Bu kazana ne denir ? İyi Olan Kazansın...

» Kusura bakma birader, seni birine benzettim. Olabilir, babam çok gezermiş...

» Aşk çılgınlığın en zevkli türevidir, öpüşmek ise entegrali...

» Aşk bir mesele gel sırtımı kesele.

» Fabrikadan halka satış vardı. Bir sürü halkam oldu.

» Aşk bir havuzdur. İçine aptallar düşer. Beni ittiler

» Bu iş yerinde haftada birgün sigara içmek yasaktır oda bugündür..

» Babama değerimi sordum "Dünyalar kadar dedi"dünyanın değerini sordum "Beş para etmez dedi" :)

» Kadınlar basit şeylerden hoşlanır, mesela ERKEKLERDEN!!!!!! .

» Aşk dünya sofrasında yenilen en büyük kazıktır

» Dünya bir gündür oda bu gündür

» Adamın birisi donmuş karısıda atlet!

» Ey yükselen yeni esil! İn ulan aşağı!

» Sen ayrı kıyıda, Ben ayrı kıyıda, Aramızda dalgalar var... İyi de ben yüzme bilmem ki!!!

» Ben bu gece bekçilik işini gözüm kapalı yaparım arkadaş..

» İlahi azrail sen insanı öldürürsün..

» Sürat felakettir. ( Kaplumbağa )

» Kadın hakkı diya birşey olmaz. Çünkü hakkı erkek ismidir.

» Dikkat Dikkat !! 1965 yılında içilen kahvelerin hatırı dolmuştur! Tüm 1965 yılında kahva içenlere duyurulur: Kurtuldunuz !!!...

» Vicdanı tertemizdeki. Zira onu hiç kullanmamıştı..

» Otelimizde hamam böceği bulunmaz, Fareler onları temizliyor.

» Bos siselerin degil gecmeyen günlerin sarhosuyum.


» Her başarılı öğrencinin arkasında kopya olabilir.

» Herkez sakız çiğner ama benim gibi patlatamaz.

» Birinciler olmasaydi ikincilerde kazanırdı.

» Yerin kulağı var derler.Benimde kulağım var.Peki ben yermiyim?... HAYIR YEMEM

» AŞK karşısındakini bulunmaz hint kumaşı sanmanla hıyarın teki olduğunu anlaman arasındaki geçen zamandır.

» Eger evrende bizden başka uygarlık yok ise, büyük bir yer israfıyla karşı karşıyayız!!:P