Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Aralık 2016 Perşembe

TÜRKLER AVRUPANIN EN KISKANÇ AŞIKLARI !!

TürkleR Kıskanç

Seyahat arama sitesi momondo “Siz yanında değilken, sevdiniz kişinin kiminle tatile çıkmasını istemezsiniz?” sorusunu sorduğu araştırmada Türkler Avrupa'nın en kıskanç aşıkları çıktı.
Seyahat arama sitesi momondo'nun 14 Şubat öncesinde yaptığı araştırmaya göre, sevdiğimiz kişinin kendimizden başka biriyle tatile çıkmasına Avrupa'da en çok karşı çıkan ülkeyiz. Dünya genelinde ise Brezilya ve Çin'in ardından üçüncü sırada yer alıyoruz.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 20 ülkede yapılan araştırmada, katılımcılara "Siz yanında değilken, sevdiniz kişinin kiminle tatile çıkmasını istemezsiniz?” sorusu yöneltildi. Katılımcıların birden fazla seçeneği işaretleyebildikleri araştırmaya göre Türkler, Avrupa'nın en kıskanç ülkesi durumunda. Araştırmanın en dikkat çekici sonuçları şöyle:

"Bensiz tatile çıkma” diyenlerin oranı yüzde 79

Türkiye'de yaşayan kişiler arasında "Eşim veya sevgilim istediği kişiyle birlikte tatile çıkabilir” diyenlerin oranı yalnızca yüzde 21. Başka bir deyişle yüzde 79'umuz başkalarıyla tatile sıcak bakmıyor. Türkiye bu oranla Avrupa'da sevdiği kişileri en çok kıskanan ülke konumunda.

Türkiye dünya genelinde üçüncü

Dünya geneline bakıldığındaysa Brezilya ve Çin'in ardından üçüncü en kıskanç ülkeyiz. Diğer yandan Hollanda, Danimarka ve İspanya, sevdiklerini en az kıskanan ülkeler. Danimarkalılar'ın ve Hollandalılar'ın yüzde 63'ü, İspanyollar'ın ise yüzde 62'si "Partnerim istediği kişiyle tatile çıkabilir” diyor.

23-35 yaş grubu daha kıskanç

Araştırmaya göre Türkiye'de yaşayan kişilerin yüzde 45'i, sevdikleri kişinin karşı cinsten arkadaşlarıyla birlikte tatile çıkmasını istemiyor. Üstelik bu durum her iki cinsiyet için de geçerli. Kadınların yüzde 44'ü, erkeklerinse yüzde 47'si, "Eşim karşı cinsten arkadaşlarıyla tatile çıkmamalı,” diyor. Bu oranın en yüksek olduğu yaş grubu 23-35 grubuyken, en yüksek olduğu bölge ise Ege Bölgesi.

İç Anadolular iş arkadaşlarıyla tatile karşı

Karşı cinsten iş arkadaşları söz konusu olduğunda da benzer bir durum ortaya çıkıyor. Toplamda yüzde 32 olmak üzere erkeklerin yüzde 35'i, kadınlarınsa yüzde 28'i karşıt cinsten iş arkadaşlarıyla tatil yapılmasına sıcak bakmıyor. Karşı cinsten iş arkadaşlarıyla tatile en az sıcak bakan bölge ise yüzde 38'le İç Anadolu Bölgesi.

Hemcinslerle tatile de sıcak bakılmıyor

"Sevdiğim kişi, eğer ben yanında değilsem hemcinsi olan arkadaşlarıyla bile tatile çıkmamalı” diyenlerin oranı yüzde 16. Yalnızca erkekler incelendiğinde, oran yüzde 19'a kadar çıkıyor. "Partnerim hemcinsi olan iş arkadaşlarıyla da tatile çıkmasın” diyenlerin oranı ise yüzde 11. Araştırmaya göre, kadınlar bu durumu daha fazla önemsiyor, çünkü aynı soruyla kadınların verdiği cevapların oranı yüzde 14

21 Aralık 2016 Çarşamba

UZMANLARDAN AŞIK OL TAVSİYESİ NEDENMİ İŞTE YAZININ DETAYLARI !!

Kalp sağlığı için uzmanlardan "Aşık olun" tavsiyesi


Psikolog Mustafa Varol Yorulmaz, kalp sağlığını korumak isteyenlere “Aşık Olun” tavsiyesinde bulundu.
Psikolog Mustafa Varol Yorulmaz'a göre; aşık olmak zevk ve mutluluk veren endorfin hormonunun salgılanmasında yardımcı rol oynuyor. Düzenli bir aşk hayatı, kişinin yaşam kalitesini artırıyor…
Hem dünyada hem de Türkiye'de gerçekleşen ölümlerin nedenlerinin başında kalp ve damar hastalıklarının geldiğini belirten Psikolog Yorulmaz, kalp sağlığını korumak isteyenlere "Aşık Olun” tavsiyesinde bulundu.

12-18 Nisan tarihleri arasında kutlanan Kalp Sağlığı Haftası kapsamında kalp sağlığının önemine dikkat çeken PSYCASE Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık'tan Psikolog Mustafa Varol Yorulmaz, şunları kaydetti: "Aşık olmak kalbe iyi gelir, zevk ve mutluluk veren endorfin hormonunun salgılanmasında da yardımcı olur. Bu sayede hem kalbiniz hem de ruhunuz okşanır. Düzenli aşk hayatı insanın yaşam kalitesini artırır.”
Kalbinizi üzen her şeyi geride bırakın
Kalbin yaşamsal faaliyetlerin en önemli anahtarı olduğuna ancak bireylerin ölüm nedenlerinin başında kalp ve damar hastalıklarının geldiğine dikkat çeken Psikolog Yorulmaz, "Ne yazık ki kalbimize sahip çıkmıyoruz ve önemsemiyoruz. Daha sağlıklı ve daha uzun bir yaşam sürmek için herkes kalbine özen göstermeli. Zihnimize şunu kazımalıyız: Kalbine sahip çık!” açıklamasını yaptı.
Psikolog Yorulmaz, bireylere kalp sağlıklarını korumak için şu tavsiyelerde bulundu:
- ”Ben artık kalbime ihanet etmeyeceğim!” kararını alın ve bu zamana kadar kalbinizi üzecek ne yaptıysanız onları geride bırakın… Sigarayı bırakmak, kilo vermeyi gündeminize almak, spor yapmaya başlamak, tansiyon ve şekerinizi düzenlemek gibi faktörler kalbinize yönelik yaptığınız ihanetlerin geride bırakılması için kuvvetli bir adımdır.
- Sağlıklı ve iyi beslenin… Gerekirse işin uzmanına başvurun ve diyetisyenle işbirliği yapın.
- Hareketlenin! Size enerji harcatabilecek tüm hareketleri hayatınıza dahil edin. Yürüyüşe çıkın, evdeki işlerinizi bile dans figürlerini dahil ederek yapmaya çalışın.
- Bol su için! Özellikle sessiz kalp rahatsızlığı olanların bol su içmeleri hayat kurtarıcı olacaktır.
- Hayata karşı iyimser davranın, aşık olun! Aşık olmak kalbe iyi gelir, zevk ve mutluluk veren endorfin hormonunun salgılanmasında da yardımcı olur. Böylece hem kalbiniz hem de ruhunuz okşanır.

15 Aralık 2016 Perşembe

ERKEKLERİN KADINLAR HAKKINDA BİLMESİ GEREKEN ŞEYLER VAR !! BUNLAR NELERMİŞ YAZIYI OKUYALIM :)

Kadınlar hakkında bilmeniz gerekenler


*Karşıdan gelen kadının ne kadar çekici olduğunu söylemenize ya da rüyalarınıza hangi modelin girdiğini bilmek istemiyoruz.

*Ne söylemeniz gerekiyorsa lütfen reklam arasında söyleyin.

*Özel günleri takviminize işaretleyin.

*Bizim için denklem çok basit: Aramıyor = İlgilenmiyor

*Biraz kıskanılmak hoşumuza gider ancak abartmadığınız sürece.

*Sizi aramıyorsak, sizinle ilgilenmiyoruz demektir.

*Bizim geç kalmaya hakkımız var, sizin yok. Nasıl olduğunu sormayın

*Göz teması kurmak bizim için çok önemlidir

*Hazırlanmak için bizden daha çok zaman harcamayın.

*Şaka yaptığımızda gülün.

*Kalbimizin kapılarını açan üç anahtar kelime: Dürüstlük, dürüstlük ve dürüstlük

*Bir erkek kız kardeşinize bize davrandığınız gibi davransa, hoşunuza gider miydi?

*Bizden bir şey sormak istediğinizde kibar olun ki biz de size aynı kibarlıkta cevaplar verelim.

*Asla yeterli sayıda ayakkabımız ve çantamız olmayacak, bunun kabul edin

*Sürprizleri seviyoruz.

*Bir değişiklik yaptığımızda fark etmenizi isteriz.

*Eski numaralar iyidir: Kapılarımızın açılmasını, evimize bırakılmayı, hasta olunca aranmayı bekleriz.

*Dişlerinizi fırçalamanızı, düzenli traş olmanızı, düzgün giyinmenizi isteriz.

*Evinizin temizliği bizim için önemlidir. Lütfen biz gelmeden önce yaşadığınız yeri temizleyin.

*Bazen hayır sadece hayır demektir, altında başka bir anlam aramanıza gerek yok.

*Şiddet yanlısı sözlerden hoşlanmadığımız gibi, fiziksel şiddetten de nefret ediyoruz. Hele kadınlara yönelik şiddet asla kabul edemeyeceğimiz bir şey.

*Arkadaşlarınızın yanında kendiniz gibi davranın, biz yanınızdayız diye farklı bir kişiliğe bürünmeyin.

*Duygusal erkekler bizim için harikadır ancak bir film izlerken bizden daha çok ağlayan bir erkekten rahatsız oluruz.

*Eski kız arkadaşınızın birden hayatımıza girmesine izin vermeyin.

*Eğer gerçekten bizi sevmiyorsanız “seni seviyorum” cümlesini hiç kurmayın.

*Kadınların fiziksel özellikleriyle alay etmeyin

*Sorduğumuz bir soruya yalnızca tek bir kelimeyle cevap vermeyin

*“Dans edemiyorum” şeklinde bir bahaneyi kabul etmiyoruz.

*Sessiz kalmanız, omuzlarınızı silkmeniz, sesinizi yükseltmeniz ve sorularımıza sorularla cevap vermeniz bizim için bir şeylerin yolunda olmadığı anlamına geliyor.

*ize yalan söylemeyin, er ya da geç yalanlarınızı anlayacağız

*Telefon çalar çalmaz cevap vermememiz aslında telefonun başında aramanızı beklemediğimiz anlamına gelmiyor.

*Doğum günlerini unutmak özel bir tür yeteneğe sahip olmayı gerektiriyor

*aptığımız küçük şeylere dikkat edin, bunlar bizim için çok önemlidir.

*Başınız beladayken “seni seviyorum” demeniz durumu kurtarmaz hatta duymazdan gelinir.

*Bize gerçeği söylediğinizde kızmayacağımıza garanti veremeyiz ancak yalan söylediğiniz zaman daha çok kızacağımız açık.

*Sizi potansiyel bir hayat arkadaşı olarak değerlendirirken annenize, yakınlarınıza ve çocuklara karşı davranışlarınızı izliyoruz.

*Bazen size sorunlarımızdan onları çözmenizi istediğimizden değil, yalnızca dinlemenizi istediğimiz için bahsediyoruz

*Pek çok kadın eski erkek arkadaşlarının mektuplarını, hediyelerini ve fotoğraflarını saklar. Bunlar kadınlar için anıdır, onları unutamadıklarının bir kanıtı değil.

*Size yemek hazırlamaktan hoşlanabiliriz ama sürekli değil! Kendi sandviçinizi kendiniz yapın, hatta eliniz değmişken bize de bir tane hazırlayın.

*Bunu binlerce defa duymuş olabilirsiniz. İşte bin birinci kez: İşiniz bitince lütfen klozetin kapağını aşağı indirin

14 Aralık 2016 Çarşamba

RENKLERİN DİLİ VAR MI ?

Renklerin Dili
      
Sözlü ve yazılı iletişimde, kelimeler, yazılar, metinler ne kadar güçlü bir etkiye sahipse sözsüz iletişimde beden hareketleri ve renkler o derece önemli bir etkiye sahiptir.
Renkler sadece insanların yaşam dünyasında değil, tüm canlıların dünyasında önemli bir iletişim aracı, anlamlandırılmış semboller grubudur. Hayvanların farklı farklı renklerle yaratılması, renklerinin, desenlerinin biri birinden farklı olması bir tesadüf değildir. Hayvanlar renkleri sayesinde doğa ile uyumlu bir şekilde yaşamakta, avlanırken veya korunurken renklerini önemli bir kalkan olarak kullanmaktadırlar. Diğer taraftan kuşlar yavrularının besin ihtiyacını gagasının rengi vasıtasıyla tanır. Aynı şekilde yavru kuş da annesini bu şekilde tanır ve besin geldiğini anlar.
Renkler insanların yaşam dünyasını şekillendiren ve etkileyen önemli bir unsur olarak karşımıza çıkmaktadır. Girdiğiniz bir lokantadan neden kalkmak istemediğiniz, yolda yürürken neden birdenbire acıktığınız, neden bir markaya özellikle güven duyduğunuz ya da neden bir kişi ile konuşmaya kalktığınız zaman size kaçamak cevaplar verdiğine dikkat edip hiç merak ettiniz mi? Bütün bunların cevabı renklerin hayatımızdaki etkisinde saklıdır. Renkler kendi dilleriyle, daha sizin ağzınızdan tek bir kelime çıkmadan karşınızdakine sizin karakterinizi sizden önce anlatıyor. Renklerin yadsınamaz etkisini fark eden batılı şirketler, bunu iş hayatında sıklıkla kullanmaya başlamış ve çok da başarılı olmuşlardır. Hayatımızı şekillendirerek hayatımıza yön veren, bizi kimi zaman neşeli, kimi zaman da düşünceli yapan her rengin farklı birer anlamı vardır.

Kırmızı
Kırmızı, canlılık ve dinamizmle ilgili bir renktir. Kırmızı renk fiziksel olarak ataklığı canlılığı, duygusal bağlamda bir işi sonuna kadar götürme azmini ve kararlılığını göstermektedir. Bu renk mutluluğu temsil eder ve kişinin iştahını açar. Dünyadaki büyük gıda firmalarının (Coca Cola, Pizza Hut, Mc Donald’s, Burger Kıng) hepsinin logosunun kırmızı olması rastgele seçilmiş değildir. Ayrıca ne kadar parlak olursa olsun hiçbir renk kırmızı kadar dikkat çekmez. İnsanların üzerinde canlandırıcı, kışkırtıcı ve heyecan verici bir etkiye sahiptir. Fakat uzun süre bakıldığında sinirlerde gerginlik meydana getirir. Çok dikkat çekici ve uzun süre bakıldığında ruhsal gerginlik meydana getirmesinden dolayı iş görüşmelerinde kırmızının tercih edilmesi çok doğru olmayacaktır.

Sarı
Sarı zeka, incelik ve pratiklikle ilgilidir. Toplumsal yaşamı ve birlikte çalışmayı yansıtan bir anlamı vardır. Geçiciliğin ve dikkati çekiciliğin ifadesidir. Dikkat çeksin ve geçici olduğu bilinsin diye taksilerin rengi sarı olarak belirlenmiştir. Geçiciliği simgelediği için taksilerde kullanılan bu renk bankacılık sektöründe tercih edilmez. Bunun nedeni bankaların doğrudan parayla ilintili olması ve hiçbir bankanın paranın geçici olmasını göstermek istemiyor olmasıdır. Keyfi yerinde olmayan kişiler, sarı rengin hakim olduğu ortamlarda kendilerini gevşemiş, hafiflemiş hissederler. Sarı ayrıca hüzün ve özlemin rengidir. Sonbaharın hüznü ortaya koyan gizemli ikliminde sarının her tonunu izlemek mümkündür. Kalıcılığı simgelemediğinden dolayı iş görüşmelerinde sarının tercih edilmesi ileriye dönük olumsuz sonuçlar doğurabilir.

Yeşil
Yeşil ahenk, huzur, uyum ve anlayış ile özdeşleştirilir. Güven vermesinden dolayı özellikle bankaların logolarında en çok tercih edilen ikinci renktir. Bu renk zihnin yaratıcılığını körüklediği gibi, rahatlatıcı özelliğinden dolayı büyük lokanta ve mutfaklarda kullanılır. Doğrudan doğanın ve baharın rengi olması sebebiyle, insanlar üzerindeki etkisi tartışmasızdır. Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre, yeşil alanlarda insanların daha az mide rahatsızlığına maruz kaldıkları saptanmıştır. İnsanlara ruh dinginliği vermesinden dolayı, ilk izlenimin olumlu gelişmesine katkı sağlamaktadır.

Mavi
Mavi rengin üzerimizdeki etkisi çok fazladır; sakinliğin ve mutluluğun rengi diyebiliriz. Mavi renk gökyüzünün ve geniş ufukların simgesidir. Sınırsızlığı ve sonsuzluğu ifade eder. Özünde sınırları kaldırılmış evrensel bir enerjinin potansiyelini taşır. Huzuru temsil ederek, tabiatta ağırlıklı olarak bulunan renklerden biri olması sebebiyle insanı sakinleştirir, ruh gerginliğini azaltır. Özellikle açık mavi renkler sakinleştirici etkisinden dolayı kişinin iş ve ev ortamında sık olarak kullanması gereken bir renktir. Bu renk, ilk izlenim sonucu olumlu düşüncelerin gelişmesine katkı sağlamaktadır.

Lacivert
Lacivert, açıklığı, netliği ve gözle görülemeyeni simgeler. Sonsuzluğu, otoriteyi ve verimliliği temsil eder. Bu nedenle iş adamlarının ve firmaların sıkça tercih ettiği bir renktir. Özellikle önemli iş görüşmelerinde tavsiye edilen bir renk tonudur. Lacivert giyen kişiler kendilerini çok daha karizmatik ve inandırıcı hissederler. Ayrıca bu yüzden dünyadaki firmaların birçoğu logolarında lacivert rengi kullanır. İnsanların üzerinde başarılı ve güçlü imaj bırakmasından dolayı özellikle iş görüşmelerinde lacivertin tercih edilmesi önerilir.


Menekşe-Mor
Menekşe ruhsal esenlik ve sonsuzluk ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Eskiden beri ihtişam ve lüksün son basamağı olarak düşünülür. Tarih, aristokratların, burjuvazinin, saray mensuplarının daima morla bezendiklerini kaydeder. Nevrotik kişilik özelliklerine sahip insanların, duyguları açığa çıkarmasından dolayı bu renkten uzak durdukları saptanmıştır. Bu rengi iş görüşmelerinde, giymeniz çok doğru bulunmamaktadır.

Siyah
Siyah, gücü ve tutkuyu temsil eder. Siyah renkli makam araçlarının tercih edilmesi bir tesadüf değildir. Siyah, aynı zamanda hırsın da göstergesidir. Batı toplumlarında yası, matemi anlatan siyah, uzak Asya’da özellikle Japonya’ya da mutluluğu simgelemektedir. Konsantrasyonu sağlayan renklerin başında gelmektedir. Einstein'in konsantre olabilmek için perdeleri siyah, gün ışığı olmayan bir odaya girerek, bu şekilde düşündüğü söylenir. Siyahın, iş görüşmelerinde tercih edilmesi iş konusunda oldukça hırslı olduğunuz mesajını verebilir.

Gri
Diplomasiyi ve ağırlığı vurgulayan bir renktir. Hareketsizliği, yavaşlığı ve ciddiyeti temsil eder. Ciddiyetini ortaya koymak isteyenler iş görüşmelerinde bu rengi tercih edebilirler; ancak durağanlığı da simgelediğinden ilk izlenimde hoş bir etki bırakmayabilir.

PEMBE :
Uyum ,neşe , şirinliğin ve sevginin simgesi. Rahat hissettiren ve dinlendiren bir renktir. Bu yüzden bazı büyük mağazalar tezgahtarlarına pembe üniforma giydirir ki, müşteriler kendilerini rahat hissetsin diye. Pembe aynı zamanda çocuk rengidir.

BEYAZ:
Temizliği ve saflığı temsil eder. İstikrarı, devamlılığı simgeler. Politikacılar beyazı pek severler, çünkü temiz, dürüst izlenimi vermek isterler…

Kahverengi
Gerçekçiliğin, plan ve sistemin rengidir. İnsanlar üzerinde canlılık hareketlilik etkisi bırakır. Hareketliliği artırmasından dolayı kahverenginin hakim olduğu mekanlarda uzun süre oturmak güçtür. Fast-food restorantların hepsinin masa ve sandalyelerin renginin kahverengi olması bir tesadüf değildir. Amaç insanların aldıkları ürünleri hızlı bir şekilde tüketip gitmelerini sağlamaktır. Kahverengi aynı zamanda teklifsiz, rahat bir renk olarak kabul edilir. Karşınızdakinin kendini resmiyetten uzak, daha rahat hissetmesini ve açılmasını sağlar. Gazetecilerin zaman zaman kahverengi kravat ve elbiseleri tercih etmesi bu durumla açıklanabilir. İş görüşmelerinde ve profesyonel toplantılarda kahverenginin tercih edilmesi doğru değildir. Çünkü kahverengi toprak rengi olmasından dolayı, sizin dikkat çekici özelliklerinize ket vurabilir. 

Aci ama GerCek bir ASK hikayesi LÜTFEN İZLEYİN !!

KENDİNİZE YENİ KAPI ARALAYIN !!! BU YAZIYI MUTLAKA OKUYUN

Kendinize Yeni Bir Hayat Kurun


Her erkeği yansıtan, kendine özgü bir yaşam tarzı olmalıdır.
Eğer kendinizi tanımıyor, isteklerinizi arzularınızı bilmiyorsanız, hayat sizi oradan oraya sürükler. Bu şekilde bir başarı elde etmeniz imkansızdır.
Yaptığınız şeyler evde oturmak, bilgisayar oynamak, sosyal medyada takılmak, porno izlemekten ibaret ise kesinlikle bahsettiğim hayat tarzı bu değil. Bunları derhal bırakın. Zamanınız çok değerli.
Yapılacak ilk şey “yaşamak istediğim hayat bu mu ?” Diye kendi kendinize sormaktır.
Bazı zamanlar insan sadece kabullenir. Ne yaptığını düşünmeden sadece yapar. Siz böyle olmayın. Sorgulayın. Yaşadığınız hayatın sorumluluğunu alın.
İşinizden memnun musunuz ? Hayır ise değiştirme zamanı geldi.
Hobileriniz var mı ? Hayır ise bir kaç tane edinin.
Sosyal çevreniz var mı ? Hayır ise yeni insanlarla tanışın.
Kimse bunları sizin yerinize yapmayacak. Hayatı istediğiniz şekle sokmak zorundasınız. Benden bu kadar deyip pes etmek sadece acizlerin işidir.
Eğer burada olup bu yazılanları okuyorsanız bir şeyler değiştirmeyi istiyorsunuz demektir.
Yaşam sizin keşfetmenizi bekleyen harika şeylerle doludur. Renkli bir hayatınız olsun. Her dakikanızı dopdolu geçirin. Geçen zamanlar bir daha geri gelmeyecek.
Herkes farklı isteklere sahiptir. Her erkeğin yapmaktan hoşlandığı şeyler farklıdır. Bunları keşfedin. Yeni şeyler deneyin. Mutlaka seveceğiniz bir şeyler vardır.
Nerede yaşarsanız yaşayın. Nasıl bir işte çalışırsanız çalışın hiçbir şey ama hiç bir şey tutkulu bir hayat yaşamanız için engel değil.
“Yapmak istiyorum ama işten vakit bulamıyorum.” Böyle söylüyorsanız siz sadece çalışmak için yaşıyorsunuz demektir.
Bu şekilde ne bir kız arkadaşınız olur ne de hoşlandığınız  şeylere vakit ayırabilirsiniz.
İstediğiniz hayat bu ise yapmaya devam edin. Ama istemiyorsanız kimse sizi istemediğiniz bir hayatı yaşamaya zorlayamaz.
Bir insan sosyal hayatını şekillendirecek maddi gücü elde etmek için çalışır.
Köle değilsiniz. Bu durumu değiştirin.
Biliyorum piyasa kötü. Özel sektör malum. Sadece tek bir şeye ihtiyacınız var. “Kendinize inanmak.”
Ben size bir çılgınlık yapın demiyorum. Gidin istifayı basın demiyorum. Kendinize daha fazla vakit ayırabileceğiniz bir iş aramak iyi bir başlangıç olacaktır. Ama ondan önce mutlu olacağınız bir iş.
Bir kez olmadı. İki kez olmadı diyerek vazgeçmeyin. Bu hayatta pes edenler değil, sürekli mücadele edenler kazanır. Düştüyseniz kalkmayı bilin.  Hayatınız için savaşın.
İşte yeni bir hayat için bir kaç öneri:

Kurslara Katılın

Dans, fotoğrafçılık, dalış, yabancı dil her hangi bir şey olabilir. Sadece gidin. Size göre değil ise ayrılırsınız. Ama mutlaka yeni bir şeyler deneyin. Eminim yapmaktan hoşlanacağınız yeni şeyler keşfedeceksiniz. Mükemmel insanlar ile tanışacaksınız. Harika dostluklar kuracaksınız.
Tüm bu fırsatlar dışarıda bir yerde sizi bekliyor sadece gidip alın.

Tutkularınızı Keşfedin

Tutku bir erkeğin, erkeklik dürtüsünü harekete geçiren şeydir. Ona hareket verir. İstediğinin peşinden gitme arzusu uyandırır. Tutkulu olduğunuz şeyi keşfedin.
Gitar çalmak olabilir. Doğa yürüyüşü olabilir. Paraşütle atlamak olabilir. Burada yaptığınız şeyin bir önemi yok. Sizde uyandırdığı duygular önemli. Önemli olan bir şeyi tutkuyla yapmanız.
Kadınlar erkeklerin içindeki tutkuyu görmek isterler. Onlara ne olduğunuzu hatırlatın.

Kendi Sosyal Çevrenizi Oluşturun

Bunu yapana kadar kendinizi zorlayın. Normalde gitmeyi düşünmediğiniz davetleri kabul edin. Partilere gidin. Arkadaşlarınızın arkadaşları ile tanışın. Gönüllü hizmetlere, kulüplere katılın. Kısacası yeni insanlar ile tanışmak için fırsatlar oluşturun.
Her karşınıza çıkan insanla dost olmazsınız. Bazı insanlar vardır. Sizi dibe çeker. Enerjinizi emer. Onlardan uzak durun. Size bir şeyler katacak, size ilham verecek arkadaşlar edinin. Kendi sosyal çevrenizi inşa edin.
Bunları yapıyorsanız artık bir hayatınız var demektir. Sevdiğiniz şeyler için vakit ayırın. Unutmayın zaman insanın en önemli hazinesidir. Onu hoyratça harcayamazsınız. Bu nedenle zaman planlamanızı çok iyi yapın. Tüm zamanınızı sadece bir şeye harcamayın. Diğer ihtiyaçlarınızı da göz önünde bulundurun. Denge çok önemli.
Bir kız ile tanıştığınızda onu hayatınızın anlamı haline getirmeyin. Kızlar bu takıntılı durumdan nefret eder. Onlara hayatınızın bir kızdan ibaret olmadığını gösterin.
O gün kursunuz var ise kızla buluşmayın. Arkadaşlarınıza söz verdiyseniz iptal etmeyin. Tutkularınızı ertelemeyin. Böyle yaptığınızda karşınızdaki kız ona muhtaç olmadığınızı anlayacak ve etkilenecektir.
Kızlar dolu bir hayat yaşayan erkekler ile olmak isterler. Hoşlandığınız kızı hayatınızın bir parçası yapın. O kız tüm hayatınız olmasın.
Aradaki farkı anlıyorsunuz değil mi ?
Şu üç kuralı unutmayın:
  • Her zaman öğrenecek yeni bir şey vardır.
  • Her zaman kazanacak yeni bir şey vardır.
  • Her zaman tanışacak yeni biri vardır.
Her erkek daha iyisini hak eder.
Yaşamak istediğiniz hayat orada duruyor. Gidin ve alın.
Gerçek bir erkeğin gerçek bir hayatı vardır.

DIŞ GÖRÜNÜŞ ÖNEMLİ NEDEN Mİ ??

Dış Görünüşünüz Kişiliğinizi Yansıtır


Kadınlar henüz siz onlara yaklaşmadan bile, sizi reddedebilirler.  Bunun en büyük nedenlerinden biri dış görünüşünüzdür. Çünkü kadınlar sizi ilk gördükleri andan itibaren değerlendirmeye başlarlar.
Burada dış görünüşten kastım uzun boylu veya yakışıklı olup olmadığınız değil. Bahsettiğim şey insanlara yansıttığınız imajdır.
Giyinmeyi bilen ve kendisine bakan her erkek fiziksel olarak çekici bir hale gelebilir. Doğuştan sahip olduğunuz fiziksel özellikler çekici olmasa bile, sonradan kazanacağınız tarz ve bakımlı olmak sayesinde bu açığı kapatabilirsiniz.
İstediğiniz kızı etkilemek için ilk önce onunla tanışmanız gerekir. Eğer karşınızdaki kadın, yansıttığınız imajdan dolayı sizi tanışmaya değer görmüyorsa, öğrendiğiniz kız tavlama tekniklerinin hiç bir önemi kalmaz. Çünkü onları uygulayacak fırsatı bulamazsınız.
Bu nedenle aşk hayatımızı düzene sokmadan önce kendi tarzınızı oluşturmanız gerekir.
Moda anlayışınız ve uyguladığınız kişisel bakım tek bir amaca hizmet eder. Bu amaç dış görünüşünüzü güzelleştirmek değildir. Bunların amacı karakterinizi doğru biçimde yansıtmasıdır.
Giyim tarzımızın kişiliğimizle ne alakası var diyorsanız  hayal gücüne dayalı bir deney yapalım.
Yeni bir şehre taşındığınızı hayal edin. Bir gece dolaşmak için dışarıya çıkıyorsunuz. Yürürken yanlış bir yola saptığınızı düşünün. Bir süre sonra kaybolduğunuzu farkına varıyorsunuz. Şimdi ana yola dönmek için birinin yardımına ihtiyacınız var. Bulunduğunuz sokak çok ıssız. Sadece üç tane adam var.
İlk adam;
Üzerine oturan bir takım elbise giymiş. Elinde deriden yapılmış bir evrak çantası var. Ayakkabılarında temiz. Sakalı yok. Saçları kısa kesilmiş

İkinci adam;
Yırtık bir kot pantolon giymiş. Pantolonun yanından bir zincir sarkıyor. Sırtında deri bir ceket var.  Saçlarının üstleri uzun bırakılmış ve yanları jiletle kazınmış. Neredeyse dizine kadar gelen siyah çizmeler gitmiş. Kirli sakalı var.

Üçüncü adam;
Kısa ve dar bir şort giymiş. Ayaklarında terlik ve üzerinde atlet var. Onun üstünde ise bir iki beden büyük bir hırka.
Şimdi okumaya devam etmeden önce bu üç adamı hayal etmenizi istiyorum. Kafanızda iyice canlandırın. Hangi adam hakkında neler hissettiğinize odaklanın. Hangisine adres sorardınız ?
Bu adamlar hakkında henüz bir şey bilmiyorsunuz. Ama sadece yaptıkları giyim tercihleri ile onların nasıl biri olduğu hakkında bazı tahminlerde bulabilirsiniz. Hatta onların karakter özellikleri ile ilgili düşünceleriniz şekillenmeye başlamıştır.
Muhtemelen ilk adam sizi hiç korkutmamıştır. Çünkü giyiniş tarzı önemli bir iş sahibi olduğu ile ilgili bazı ipuçları veriyor. Belki kendi işinin patronu olabilir. Bu adamın tarzına bakarak nasıl bir yerde çalıştığı, boş zamanlarında neler yaptığı hakkında birçok fikre sahip olabilirsiniz.
İkinci adam pek de tekin gözükmüyor. İnsanların bulaşmak istemeyeceği belalı tiplerden olabilir. Dış görünüşüne bakarak şiddete meyilli olduğunu düşünebiliriz. Belki gerçekte böyle bir adam olmasa bile onun karanlık işlerle uğraştığı gibi bir hisse kapılabiliriz.
Üçüncü adam da korkutucudur. Fakat bu korkutuculuk farklı bir şekilde kendini göstermektedir. Bu adamın giyiniş tarzı akıl sağlığının yerinde olmadığını düşündürtmeye çok müsaittir. Bu yüzden ondan da uzak durmaya çalışırız.
Bu tarz değerlendirmeler kadınların beyninde de aynı şekilde gerçekleşir. Sizi ilk gördükleri andan itibaren nasıl biri olduğunuz hakkında birçok fikir üretirler. Bu izlenim o kadınla nasıl bir iletişiminiz olacağını büyük ölçüde etkiler. Eğer dış görünüşüz ilgilendiğiniz kadının kriterlerine hiçbir şekilde hitap etmiyorsa, ilişkiniz başlamadan bitebilir bile.
Şimdi artık dış görünüşün kız tavlama sanatında nasıl bir öneme sahip olduğunu biliyorsunuz.
Sıra geldi kendi tarzınızı oluşturmaya. İşte size bazı ipuçları:

Giyim Tarzı Hakkında Genel Tavsiyeler

Her şeyden önemlisi herkesin takip ettiği moda çizgisini takip etmeyin. Kendi tarzınızı bulmak için onlardan ilham alabilirsiniz. Ama esinlenmek taklit etmek demek değildir. Unutmayın giyiniş tarzınız kendi karakterinizi yansıtır. Sizi doğru yansıtmayan kıyafetleri, herkes onları tercih ediyor diye giyemezsiniz. Kendinizi yansıtacağını düşündüğünüz kıyafetler satın alın. Özgün olun.
Oluşturduğunuz her kıyafet kombininde  bazı parçalar basit bazıları ise dikkat çekici olabilir. Mesela üzerinizdeki mont dikkat çekici ise içine daha sade bir şeyler giyin. Göze batan bir ayakkabı giydiyseniz pantolonunuzu daha düz tercih ederek denge sağlayabilirsiniz. Giydiğiniz her parça dikkat çekici olmasın.
Takım elbiseler genel manada kadınlar tarafından çekici bulunur. Bu yüzden eğer size hitap ettiğini düşünüyorsanız birkaç takım elbise satın alın. Vücudunuza güveniyorsanız dar kesim tercih etmenizde fayda var. Eğer gece takım ile dışarı çıkacaksanız kravat takmayın. Gömleğinizden de bir iki düğme açarsanız ortama uygun bir görünüm yakalayabilirsiniz.
Giydiğiniz kıyafetlerin dikkat çekici olması önemli bir özellik. Fakat dikkat çekeceğim diye komik ve modası geçmiş kıyafetler giymek pek mantıklı değil. Farklı olmak iyidir. Ama aşırıya kaçmadığınız sürece.
Tavsiye alın. Giyim konusunda özellikle kadınlardan tavsiye alabilirsiniz. Yakın kız arkadaşlarınızda alış verişe çıkın veya mağazada çalışan, gezen diğer kızların fikrini de sorabilirsiniz.
Daha çok üzerinize oturan kıyafetleri tercih edin.
Eğer fazla kilolarınız varsa sıklıkla koyu renkler giymeye özen gösterin. Sizi daha zayıf göstereceklerdir. Boyunuz kısaysa yatay çizgili kıyafetlerden kaçının. Tersine dik çizgileri olan parçaları tercih edin. Sizi olduğunuzdan uzun göstereceklerdir.
Giydiğiniz kıyafetlerin renk uyumuna dikkat edin. Mesela yeşil ile kırmızı uyumsuzdur. Kahverengi ile siyahta öyle. Eğer uyumu yakaladığınızı düşünüyorsanız bazı istisnalar olabilir.
Sıkıcı olmayın. Sürekli tekrar eden şeyler sıkıcıdır. Herkes gibi giyinirseniz kadınlar da herkes gibi olduğunuzu düşüneceklerdir. Oysa bir şeyi kıymetli yapan benzersiz olmasıdır.

Ayakkabılar

Sizi uzun gösterecek ayakkabılar satın alın. Güzel bir tarza sahip yüksek ayakkabılar size ekstradan birkaç santim kazandırır.
Ayakkabılar yaratıcılığınızı yansıtmada çok önemlidir. Bu yüzden ayakkabı seçerken dikkatli davranın. Çoğu erkek genelde aynı ayakkabıları tercih eder. Değişik bir model ile fark yaratabilirsiniz.
Kadınlar ayakkabılara çok fazla dikkat ederler. Bu yüzden ayakkabılarınızın sürekli olarak temiz olmasına özen gösterin.

Pantolonlar

Günümüzde kot pantolonlar çok moda. Mutlaka birkaç farklı modele sahip olun. Eğer biraz daha klasik giyinmek istiyorsanız. Kanvas pantalonlar da satın alabilirsiniz.
Kot satın alırken en çok dikkat etmeniz gereken şey paça boyu ve pantolonun kesimidir. Taşlanmış kotlar ile farklı bir hava yaratabilirsiniz. .
Çoğu erkek bol kumaş pantolonlar giyerler. Bunlardan uzak durun. Sizi genelde daha yaşlı gösterirler. Bunun yanında günümüz modasına uygun değillerdir.
Yırtık pantolon giymeyin.
Sıcak havalarda şort giyecekseniz dar ve üzerinize yapışanlardan kaçınmanız gerekir.  Bol ve diz seviyenizde olan şortları tercih edebilirsiniz.

Gömlek veya Tişörtler

Tişört giymeyi seviyorsanız resimli olanlar yerine düz renk olanları tercih edin. Beğeninize göre üzerinize yapışan veya biraz bol olabilir. Ama çok fazla bol olmasın. Tişörtleri kazaklarla birlikte kullanarak katmanlar oluşturabilirsiniz. Kazağın yaka ve etek kısmından altına giydiğiniz tişört gözükebilir.
Gömlek giydiğiniz zaman genelde eteklerini pantolonun dışında bırakın. İlle de içine sokacaksanız mutlaka kemer takın. Bu noktada yaptığınız gömlek seçimi çok önemli. İki şekli de deneyip hangisinin daha iyi göründüğüne karar verin.
Uzun bir gömlek giyiyorsanız güzel havalarda kollarını dirseklerinize kadar katlayın. Eğer içine uzun kollu bir şeyler giydiyseniz  kollarını gömlek ile birlikte birlikte katlayıp güzel bir görünüm elde edebilirsiniz.

Aksesuarlar

Erkeklerin en önemli aksesuarlarından biri kol saatidir. Pahalı markalar tercih etmenize gerek yok. Güzel bir dizaynı olması yeterli. Kalitesiz bir görünüşü olmasın.
Gözlükler bazı erkeklere çekici bir hava katmaktadır. Ama eğer gözlüksüz daha iyi gözüktüğünüzü düşünüyorsanız lens kullanın. Birkaç farklı güneş gözlüğünüzün olmasında fayda var. Üzerinize giydiğiniz kıyafetleri tamamlayacak şekilde güneş gözlüğü kullanabilirsiniz. Yalnız kapalı havalarda takmamaya özen gösterin.
Artık erkekler içinde birçok aksesuar üretiyorlar. Güzel bir tasarıma sahip kolye, bileklik ve küpeler var. Fazla abartılı olanlardan kaçının. Genelde daha sade olan aksesuarları tercih etmelisiniz. Aksesuar kullanacaksanız bir veya iki taneden fazla kullanmayın. Kadınlar ayrıntıcıdır. Bu küçük dokunuşları mutlaka fark edeceklerdir.
Kemer takıyorsanız giydiğiniz ayakkabı ile kemerinizin renk olarak eşleşmesine özen gösterin. Kot pantolonlar ile daha geniş ve büyük tokalı kemerler, klasik pantolonlar için ise dar ve küçük tokalı kemerler tercih edebilirsiniz.

Kişisel Bakım

Temizlik çok önemlidir. En ideal olan her gün duş almanız. Eğer bunu yapamıyorsanız dışarıya çıkacağınız zaman mutlaka duş alın. El ve ayak tırnaklarınızın düzgün kesildiğinden ve temiz olduğundan emin olun. Kadınlar tırnaklara çok fazla dikkat ederler.
Güzel kokan bir şampuan kullanın. Sabun yerine vücut jeli kullanabilirsiniz. Oluşabilecek ter kokularını önlemek için mutlaka koltuk altı jeli bulundurun. Kaliteli bir parfüm satın alın. Eğer pahalı geliyorsa aynı parfümün taklidinden alabilirsiniz. Kokusunun gerçeğine yakın olup olmadığına dikkat edin.
Yüzünüzde fazlalık olan kılları yok edin. Kulak ve burnunuzda uzamış tüyler olmasın. Gözünüzün altında çıkan kıllar varsa alın. Favorilerinizin aynı uzunlukta ve düzgün kesildiğinden emin olun. Kaşlarınız haddinden fazla uzunsa veya ortası birleşiyorsa alın. Ama alındığı çok fazla göze batmasın. Koltuk altı ve genital bölgenizde bulunan kılları düzenli olarak tıraş edin.
Eğer sakal veya bıyık bırakıyorsanız üç beş günde bir makine ile düzeltin.
Kadınlardan tavsiye almanızı şiddetle öneririm. Tek bir kadının tavsiyesini dikkate almayabilirsiniz. Ama on kişi bıyıklarınızdan nefret ettiğini söylüyorsa veya saç şekliniz ile dalga geçiyorsa dikkate alabilirsiniz.
Vücudunuzdaki kılları tıraş edip etmemek size kalmış. Eğer vücut çalışıyorsanız kaslarınızın ön plana çıkması için bunu yapabilirsiniz. Tercihinize kalmış.
Eğer vücudunuzda özellikle de yüzünüzde siyah nokta veya sivilceler varsa mutlaka bir cildiye uzmanına görünün. Tavsiye ettiği ilaçları kullanın.
Eğer durumunuz müsaitse bir dişçiye gidip dişlerinizi beyazlaştırın. Müsait değilse bu etkiye sahip diş macunları kulanın. Dişlerinizi en az günde bir kez fırçalayın. Ağız kokunuz varsa yine dişçiden yardım alın. Gargara, sprey gibi ağız bakım ürünleri kullanın. Dil fırçası dilinizin üzerinde birikebilecek bakterileri temizleyin.
İyi bir saç kesimi büyük bir fark yaratacaktır. İstediğiniz modelleri çıkarabilecek kaliteli bir berber tercih edin. Biraz pahalı olabilir. Bir kere istediğiniz modeli elde ettikten sora kendi başınıza nasıl yapacağınızı öğrenin ve saçlarınız uzadıkça sürekli gittiğiniz berbere gidip nasıl keseceğini tarif edebilirsiniz.